Türk Düğümü 2
Kitap-lık, Ocak 2011, sayı 145
‘Kitap’ Düğümü: Pazırık’ta İlk Türkçe ‘Kitap’
4-2. yüzyıllar arasında yapıldıkları düşünülen büyük mezarlarda dayanaksız eşyalar ve ölü insan bedenleri buz tabakalarıyla kaplandığı için çok iyi korunmuştu. Aynı hanedandan beş hükümdara ait mezarların birinde gövdesinde, birbiri içine geçmiş hayvan figürleri dövmeleri bulunan bir erkek bedeniyle, oldukça sağlıklı bir kadın bedenine rastlanmıştı. En büyüğü yaklaşık 48 metre çapında ve 2,20 metre yüksekliğindeki bu mezarlarda pek çok eşya ve “hazine” bulunmuştur: İskitlere özgü olduğu sanılan 4. yüzyıl Çin işçiliğinden çıkma bronz aynalar, süs olarak kullanılan tahta maskeler, büyük araba, ölüye öteki dünyada eşlik eden insan, hayvan, at iskeletleri.
Pazırık’ta bulunan en değerli ve en görkemli eşyalar tekstil eşyalarıydı: kumaşlar, bir tanesinde bir ateş tapınağının önünde adak adayan kraliçeler tasvir edilmiş el halıları ve aslan desenli kıvırcık yünlü kumaştan dokunmuş eyer altına serilen halılar.
Bunlar, dünyanın en eski halılarıydı. Bunlardan biri keçeden olup 6,50 metreye 4,50 metre ebadında, bir atlı oturur haldeki bir tanrıçanın önünde hayat ağacını tutarak bir ünvan verme törenini betimliyordu. Yünden örülmüş ikinci halı ise düğümlü dokuma olup şaşırtıcı bir kaliteye ve güzelliğe sahipti. 2 metreye 1,90 metre ölçüsünde, desimetrekareye 4000 düğüm atılmıştı .
Pazırık keçe halısı üzerindeki hayvan motifleri, başka renk keçelerden kesilerek çıkarılan hayvan motiflerinin yapıştırılması ya da yama tekniğiyle dikilmesi ve kenar çizgilerinin (dalgalı) şerit çevrilerek tutturulması tekniğiyle yapılıyordu . Bıraktığı silüet etkisi iki boyutludur; hacim etkisi uyandırmaz.. Neden iki boyutlu? Onları yapan ustaların doğadaki nesneleri taklit etme gibi bir dertleri yoktu. Gözle görülen dış dünyayı resmetmekle ilgilenmiyor, doğa düzeninden aldıklarını ya da doğa dininin öğretisini görsel simgelerle, şematik resimlerle anlatmak istiyorlardı. ‘Okunması’ amacını güttükleri için, iletisini en kısa yoldan anlatan iki boyutlu resim ve simgeler böylece ortaya çıktı. Pazırık kurganlarında keçe halılar duvara asılı olarak bulundular. Bu, onların ‘okunmak’ amacı taşığını gösterir. Bozkır göçerlerinde büyü ve ritüel amaçlı yazı, kolay taşınan dokumadan bağımsız değildi. Pazırık’ta, kumaş ve keçe üzerine çizilmiş desen ve sahnelerden oluşan ilk Türkçe ‘kitap’ dokundu/örüldü.
Göktürkler’de hükümdar, seçilince halı üzerinde havaya kaldırılırdı. Çinlilerin “Tie-le” dedikleri Türk boylarından günümüze Çince çevirisiyle kalmış bir ilahide söylenen “gök çadıra benzer, bozkırın üzerinde asılı duran” kozmografik simgeciliğinin bir tezahürünü, Kök Türk kağanlarının 6.-8. yüzyıllardaki tahta çıkma törenlerinde de görürüz. Yukarı yükseltilen şemsî evrensel hükümdar, güneşin hareketine paralel
bir şekilde hükümdar çadırın etrafında dört beyin taşıdığı halının üzerinde dolaştırılır . O devirden kalma bir Çin masalı, Göktürkler’in veya Kanglı boylarının şölen sırasında çimenlere yün halılar serdiğini anlatır. Dede-Korkut Oğuznamelerinde de halılar serilir: Salur Kazan Bek düzenlediği toplantıda Oğuz Beğleri için çimenler üzerine “doksan yerde, ipek ala kalı” döşetti. Bamsı Beyrek, İstanbul’dan ısmarladığı armağanları getiren bezirganların gelişini ve oğlunun kahramanlık gösterdiği müjdesini duyunca, onları karşılamak için yere “ipek kalıçalar” yaymış idi. Oğuz-Elleri’nden Kan Turalı adlı bir yiğit Turabozan Beği’nin kızını istemeye gittiğinde onu karşılayanlar “Ak Çadır dikip ala kalı döşediler”. Hanlar Hanı Bayındır Han İç Oğuz ve Taş Oğuz Beğleri’ni yıllık toplantıya çağırıp toy verdiğinde “otaklar dikilmiş, bin yerde ipek kalıçalar döşenmiş idi” . Yüzyıllar sonra İbni Battuta Türk illerini gezerken gördüğü bir zaviye için “burası Anadolu’nun en güzel halı ve kilimleriyle döşenmiş” yazdı.
Sürü güdücülüğü ve hayvancılıkla uğraşan Türklerin göçebe bozkır yaşamlarının daha kalın ve ısıtıcı zemin arama gereksimine bağlı olarak ortaya çıkan halı ve kilim dokumalar, kadınların elinde handiyse kutsallıkla eğrildi, büküldü, çadırların içleri, duvarları donatıldı. İslam dünyasına Türkler aracılığıyla tanıtılıp ticareti de yapılan halılar Batı’da Türklerle özdeşleşti, madalyonlu ve yıldızlı Uşak halıları Flaman ve Hollanda ressamlarının tablolarında resmedildi. Türkler, bu tablolarda fiziksel olarak mevcut olmasalar da varlıkları, kendileriyle özdeşleşmiş bir nesne ile hatırlatıldı.
Türklerin Kitabı yoktu, kitapsız bir milletti onlar. İnşallah benim yazarak dokuyacağım halı Türklerin Kitabı olur.
Gevezelik boyası ile türkçe göğün zorla süslenmek istenildiğini göstermek için, ben İlyaz, hayat ağacından yanışları seçip toplayıp düğüm düğüm bu Türkîyi sana düzdüm, okurken beni hatırlayıp dua et.
Yanışlar Düğümü
EJDERHA EJDERHA
g g
ö ÇARKIFELEK ö
z z
yıldızlar yıldızlar yıldızlar yıldızlar
çengel ELİBELİNDEKIZ çengel
akrep GELİN AYAĞI GELİN AĞLATAN GELİN ÇATLATAN akrep
saç bağı karnıyarık POST karnıyarık saç bağı
ELTİ ELTİYE KÜSTÜ KARI BOŞATAN SARHOŞ YOLU SUBAY ÇİMDİĞİ
DEVE BOYNU KEÇİ AYAĞI KAZ AYAĞI KEKLİK AYAĞI KOÇ BOYNUZU KEDİ İZİ
HUN GÜLÜ CANDARMA YANIĞI NEBEN GÜLÜ
H
A
Y
A
T
A
Ğ
A
C
I
K Ş
U U
Ş K
muska SANDIK muska
ÇINAR YAPRAKLARI ÇINAR YAPRAKLARI ÇINAR YAPRAKLARI ÇINAR YAPRAKLARI
c n v r y ğ ğ y r v n c
a a a a a ı ı a a a a a
‘Kitap’ Düğümü: Pazırık’ta İlk Türkçe ‘Kitap’
4-2. yüzyıllar arasında yapıldıkları düşünülen büyük mezarlarda dayanaksız eşyalar ve ölü insan bedenleri buz tabakalarıyla kaplandığı için çok iyi korunmuştu. Aynı hanedandan beş hükümdara ait mezarların birinde gövdesinde, birbiri içine geçmiş hayvan figürleri dövmeleri bulunan bir erkek bedeniyle, oldukça sağlıklı bir kadın bedenine rastlanmıştı. En büyüğü yaklaşık 48 metre çapında ve 2,20 metre yüksekliğindeki bu mezarlarda pek çok eşya ve “hazine” bulunmuştur: İskitlere özgü olduğu sanılan 4. yüzyıl Çin işçiliğinden çıkma bronz aynalar, süs olarak kullanılan tahta maskeler, büyük araba, ölüye öteki dünyada eşlik eden insan, hayvan, at iskeletleri.
Pazırık’ta bulunan en değerli ve en görkemli eşyalar tekstil eşyalarıydı: kumaşlar, bir tanesinde bir ateş tapınağının önünde adak adayan kraliçeler tasvir edilmiş el halıları ve aslan desenli kıvırcık yünlü kumaştan dokunmuş eyer altına serilen halılar.
Bunlar, dünyanın en eski halılarıydı. Bunlardan biri keçeden olup 6,50 metreye 4,50 metre ebadında, bir atlı oturur haldeki bir tanrıçanın önünde hayat ağacını tutarak bir ünvan verme törenini betimliyordu. Yünden örülmüş ikinci halı ise düğümlü dokuma olup şaşırtıcı bir kaliteye ve güzelliğe sahipti. 2 metreye 1,90 metre ölçüsünde, desimetrekareye 4000 düğüm atılmıştı .
Pazırık keçe halısı üzerindeki hayvan motifleri, başka renk keçelerden kesilerek çıkarılan hayvan motiflerinin yapıştırılması ya da yama tekniğiyle dikilmesi ve kenar çizgilerinin (dalgalı) şerit çevrilerek tutturulması tekniğiyle yapılıyordu . Bıraktığı silüet etkisi iki boyutludur; hacim etkisi uyandırmaz.. Neden iki boyutlu? Onları yapan ustaların doğadaki nesneleri taklit etme gibi bir dertleri yoktu. Gözle görülen dış dünyayı resmetmekle ilgilenmiyor, doğa düzeninden aldıklarını ya da doğa dininin öğretisini görsel simgelerle, şematik resimlerle anlatmak istiyorlardı. ‘Okunması’ amacını güttükleri için, iletisini en kısa yoldan anlatan iki boyutlu resim ve simgeler böylece ortaya çıktı. Pazırık kurganlarında keçe halılar duvara asılı olarak bulundular. Bu, onların ‘okunmak’ amacı taşığını gösterir. Bozkır göçerlerinde büyü ve ritüel amaçlı yazı, kolay taşınan dokumadan bağımsız değildi. Pazırık’ta, kumaş ve keçe üzerine çizilmiş desen ve sahnelerden oluşan ilk Türkçe ‘kitap’ dokundu/örüldü.
Göktürkler’de hükümdar, seçilince halı üzerinde havaya kaldırılırdı. Çinlilerin “Tie-le” dedikleri Türk boylarından günümüze Çince çevirisiyle kalmış bir ilahide söylenen “gök çadıra benzer, bozkırın üzerinde asılı duran” kozmografik simgeciliğinin bir tezahürünü, Kök Türk kağanlarının 6.-8. yüzyıllardaki tahta çıkma törenlerinde de görürüz. Yukarı yükseltilen şemsî evrensel hükümdar, güneşin hareketine paralel
bir şekilde hükümdar çadırın etrafında dört beyin taşıdığı halının üzerinde dolaştırılır . O devirden kalma bir Çin masalı, Göktürkler’in veya Kanglı boylarının şölen sırasında çimenlere yün halılar serdiğini anlatır. Dede-Korkut Oğuznamelerinde de halılar serilir: Salur Kazan Bek düzenlediği toplantıda Oğuz Beğleri için çimenler üzerine “doksan yerde, ipek ala kalı” döşetti. Bamsı Beyrek, İstanbul’dan ısmarladığı armağanları getiren bezirganların gelişini ve oğlunun kahramanlık gösterdiği müjdesini duyunca, onları karşılamak için yere “ipek kalıçalar” yaymış idi. Oğuz-Elleri’nden Kan Turalı adlı bir yiğit Turabozan Beği’nin kızını istemeye gittiğinde onu karşılayanlar “Ak Çadır dikip ala kalı döşediler”. Hanlar Hanı Bayındır Han İç Oğuz ve Taş Oğuz Beğleri’ni yıllık toplantıya çağırıp toy verdiğinde “otaklar dikilmiş, bin yerde ipek kalıçalar döşenmiş idi” . Yüzyıllar sonra İbni Battuta Türk illerini gezerken gördüğü bir zaviye için “burası Anadolu’nun en güzel halı ve kilimleriyle döşenmiş” yazdı.
Sürü güdücülüğü ve hayvancılıkla uğraşan Türklerin göçebe bozkır yaşamlarının daha kalın ve ısıtıcı zemin arama gereksimine bağlı olarak ortaya çıkan halı ve kilim dokumalar, kadınların elinde handiyse kutsallıkla eğrildi, büküldü, çadırların içleri, duvarları donatıldı. İslam dünyasına Türkler aracılığıyla tanıtılıp ticareti de yapılan halılar Batı’da Türklerle özdeşleşti, madalyonlu ve yıldızlı Uşak halıları Flaman ve Hollanda ressamlarının tablolarında resmedildi. Türkler, bu tablolarda fiziksel olarak mevcut olmasalar da varlıkları, kendileriyle özdeşleşmiş bir nesne ile hatırlatıldı.
Türklerin Kitabı yoktu, kitapsız bir milletti onlar. İnşallah benim yazarak dokuyacağım halı Türklerin Kitabı olur.
Gevezelik boyası ile türkçe göğün zorla süslenmek istenildiğini göstermek için, ben İlyaz, hayat ağacından yanışları seçip toplayıp düğüm düğüm bu Türkîyi sana düzdüm, okurken beni hatırlayıp dua et.
Yanışlar Düğümü
EJDERHA EJDERHA
g g
ö ÇARKIFELEK ö
z z
yıldızlar yıldızlar yıldızlar yıldızlar
çengel ELİBELİNDEKIZ çengel
akrep GELİN AYAĞI GELİN AĞLATAN GELİN ÇATLATAN akrep
saç bağı karnıyarık POST karnıyarık saç bağı
ELTİ ELTİYE KÜSTÜ KARI BOŞATAN SARHOŞ YOLU SUBAY ÇİMDİĞİ
DEVE BOYNU KEÇİ AYAĞI KAZ AYAĞI KEKLİK AYAĞI KOÇ BOYNUZU KEDİ İZİ
HUN GÜLÜ CANDARMA YANIĞI NEBEN GÜLÜ
H
A
Y
A
T
A
Ğ
A
C
I
K Ş
U U
Ş K
muska SANDIK muska
ÇINAR YAPRAKLARI ÇINAR YAPRAKLARI ÇINAR YAPRAKLARI ÇINAR YAPRAKLARI
c n v r y ğ ğ y r v n c
a a a a a ı ı a a a a a
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder