14 Temmuz 2013

İnsan onuruna aykırı muamele suçu ve cezası, idris tütüncü

Haber: Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı, emniyette gözaltında tutulduğu dönemde ilaçlarının kendisine verilmediğini, çamaşırlarının çıkartıldığını, gözaltında domaltılıp öksürmesinin istendiğini iddia ettiği, bunu da serbest bırakıldığı mahkemede verdiği ifadesinde belirttiği öğrenildi. Söz konusu gözaltı işleminin "ince arama" şeklinde tabir edildiği ve genelde uyuşturucu suçlamasıyla ilgili olaylarda kullanılan bir yöntem olduğu belirtildi.

İnsanlık adına utanç verici... Yazıklar olsun insanlığınıza, size terbiye veren aileye, eğitim veren öğretmene, devlete, inandığınız Tanrıya...Yazıklar olsun..

Bir uyuşturucu şebekesinin elemanlarını yakalarsınız da böyle bir arama yaparsınız, kaldı ki bana göre o da yanlıştır, bir mafya üyesine alışık olduğu dilden konuşursunuz belki, ama 62 yaşındaki bir kadına, bir sivil toplum eylemcisine, şehrini, parkını, ağacını savunan birine nasıl yapıyorsunuz bunu! Sorsak, hepiniz Cuma'ları kaçırmıyor, orucunuzu tutuyorsunuzdur; ona reva gördüğünüz muamelelere maruz kalırsınız umarım.

Bu Hitler'in kamplarında görülen türden insanlık onuruna aykırı muamelelerden biridir. "Şeriat istiyoruz !" diye bağırasım geliyor.Buna benzer çeşitli suçlar karşısında "medeni hukuk"un yaptırımları ve cezaları öylesine yok hükmünde ki barbar hukukunu savunmakta hiçbir beis yok. Kana kan, intikam!

Mücella Hanım, muhtemelen şikayetçi olmuştur ve bunları yapanlar muhtemelen yargılanacaklar fakat yine muhtemelen serbest kalacaklardır. Hukuk sistemindeki suç ve cezaların denkliği konusu öteden beri kafamı karıştırıyor, sanırım benim gibi pek çok insanı da rahatsız eden mahkeme sonuçları hatırlardadır.

Baklava çalan çocuklara verilen ceza ile gündeme gelmişti ama zaman içerisinde serbest kalan tecavüzcüler, sapıklar, işkence yapıp serbest kalan polisler, adam öldürüp az bir cezayla yırtanlar.. yığınla örnekle karşılaştık. Öte yandan demokratik haklarını kullandığı için cezaevine atılanlar, yazılarından dolayı cezaevine atılanlar gibi haksız muadilleri de var bunun.

Anayasamızda herhalde "insan onuruna aykırı muamele etmek" diye bir suç yok! Özellikle emniyet (!) kuvvetlerinin işlediği bu suçun en ağır şekilde cezalandırılması gerekir. Polis zaten bir ceza makamı değil, sen kim oluyorsun da bu hakkı kendinde görüyorsun. senin görevin belli, yetkilerin, yaptırımların belli.

"Sahip olduğu yetkiyi başka bir insanın üzerinde tahakküm oluşturacak, onun onurunu, saygınlığını zedeleyecek şekilde kullanmak" suçunun bir cezası olmalı. Adam 9-10 kişiyi biçip geliyor mesela ona "ağır abi" muamelesi yapıyorlar, ikramda bulunuyorlar ama ellerine özellikle siyasal eylemler nedeniyle geçmiş biri geçtiğinde canavarlaşıyorlar. Hay ben senin adamlığına, hay ben senin insanlığına...


Yukarıda söz ettiğim her iki suçun birinci cezası meslekten çıkarılmak olmalıdır. Bu insanlar, kamu hizmetlerinden men edilmelidir. Ayrıca mesela Mücella Hanım'a bunları yapan insanlara benzer kişiler örneğin televizyonda çıkıp yaptığı işi televizyonda anlatmak, neden, hangi duygu durumunda yaptığını açıklamak, yaptığını şimdi niye hata olarak gördüğünü ya da görmüyorsa neden görmediğini açıklamak, özür dilemek, sivil toplum kuruluşlarına ömür boyu hizmet etmek gibi cezalara çarptırılmalılar. Var böyle uygulamalar biliyorsunuz.

Bu tür insan onuruna aykırı uygulamaların en yaygınları askerlik hizmeti sırasında yaşanır. Beni mesela, bitlendik diye üç arkadaşla birlikte koca taburun, 1000 kişinin önünde eksi 20 derecede çırılçıplak koşmaya mecbur etmişlerdi. Lise sırasında sigara içerken yakalayan öğretmen, yerdeki izmariti alıp yememi istemişti diğer arkadaşlarımın önünde. Özellikle soyunma, çıplak bırakılma ve öylece inceleme, gülme,o sırada aşağılayıcı sözler söyleme gibi muameleler sanıldığından çok daha yaygın bu ülkede. Geçenlerde bir videoda rastladım. Aşkına karşılık vermeyen kızın yeni sevgilisini dağa kaldırmış bir genç, birkaç arkadaşıyla birlikte. Orada çocuğu soyuyorlar, erkeklik organıyla dalga geçiyorlar, yalvartıyorlar.. Daha neler! Bunun benzeri, daha aşağılayıcı olanları her gün yaşanıyor. Bu gibi suçlar "insan onuruna aykırı muamele etmek" gibi bir başlık altında toplanıp en ağır şekilde cezalandırılmalı.

"Sana etek giydiririm!" gibi son yıllarda sık duyduğumuz bir sözün işaret ettiği bir suç alanıdır bu. Sivil vatandaşlar, gençler, lise öğrencileri; Kurtlar Vadisi benzeri filmlerden ve "ağır abi"lerden gördükleri bir kültürü yaygınlaştırmaktadırlar. Devlet görevlileri, memurlar ise vatandaşı azarlamak, adam yerine koymamak, karısının, çocuk çoluğunun önünde aşağılayacak muamele etmek şeklinde yapıyorlar bunu: Polisler, çırılçıplak soymak, taciz etmek, kişiyi haklarını soramayacak şekilde tahakküm altına almak, psikolojik işkence etmek, tehdit etmek gibi yollarla yapıyorlar.

Bu gibi suçların, darp, yaralama ve benzeri suçlardan gram eksiği yoktur ve onlarla kıyaslanmayacak bir ağırlığı vardır insan üzerinde.Ama ceza yasalarında bırakalım onlar kadar bir cezası olmayı ufak bir karşılığı bile yoktur. Nefret suçları henüz nasıl tam olarak cezalandırılmıyorsa insan onuruna aykırı muamele etmek de cezalandırılmamaktadır.






Hiç yorum yok: