21 Kasım 2021

Sezai Karakoç şiiri hakkında

 Sezai Karakoç'un başta Balkon ve Köşe şiirleri olmak üzere, ki bana kalırsa en iyi beş şiiri içinde yer alırlar, çok şiiriyle epey didiştim. Mesela Köpükten şiirinde yer alan

"Bir kadını al onu yont yont anne olsun"
dizesini neden "Bir kadını al onu soy soy anne olsun" biçiminde kurmadığına kafa yordum. "yont yont" tabii eğer ben doğru yorumluyorsam "kadına biçim vermek"le ilgili bir yere çıkar. "soy soy" ise kadının doğası ile ilgili. Aslında kast ettiği de kadının doğası. Yani, Sezai Karakoç her kadın nihai

çözümlemede "anne"dir demek istiyor. Nereden biliyoruz hemen iki dize altında "bir insanı çöz çöz çocuk olsun" diyor çünkü. Sanırım "soy soy" olarak söylememesi kösnül çağrışımdan kaçınmakla ilgili (ayrıca bana kalırsa her iki biçiminde de "onu" kelimesi gereksizdir). Şurası kesin ki o kuşak 2000'ler sonrası oldukça değişen düşünce havzasına yetişemedi. Sezai Bey elbette ki okuyan, düşünen biriydi ama vadi'si o vadi değildi. Nazım'da, Ece'de, Cemal'de filan da sık gördüğümüz bir şey bu... İster istemez bugünün dünyasından bakınca artık 'sorunlu' diyebileceğimiz bir düşünsel hazneden beslendiler. Tabii Sezai Bey'de başka yerleri görmesini engelleyen İslami bir sarmaşık da vardı...
Ama
"Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim"
dizeleri en sevdiklerim arasındadır, ürkünç bularak. Buradaki "geleceğin kara gözlü zalim"i İslami fikriyata gönül vermiş bir düşünür olarak anlıyorum. İtiraftır bir bakıma. Ama ben endüstriyelizm ve medeniyet karşıtı bir genci koydum onun yerine, öyle gönül verdim bu dizeye.. Ha bugünün mazlumu yarının zalimi tesbitini şiirleştirmek ayrı güzel tabii.

Hiç yorum yok: