09 Ağustos 2011

Çapuldan gelen çapaçul çapulcular, mehmet işten

Çapaçul, artık çok az kullanılan bir sözcük, giyimine temizliğine dikkat etmeyen kişi ya da onun sıfatı anlamında. Çapulcu sözcüğü ile aralarındaki ses ve anlam benzerliği görülmeyecek gibi değil. Hatta çaput sözcüğü de ailenin üyesi gibi.
Nişanyan, çaput için eski bez parçası, paçavra diyor; çapul için saldırı, akın diyor çapaçul’un ise Farsça çapan (eski püskü, pejmürde) ile Türkçe çul (atları soğuktan korumak için örtülen örtü)un birleşmesi ile oluştuğunu söylüyor.
Dil söz konusu olduğunda sesleri ve hele de sesleriyle beraber anlamları benzeyen iki sözcüğün farklı köklerden, farklı dillerden geldiğine inanmam (bkz. il- kökünün türevleri). Bizimki gibi sondan eklemeli dillerde birbiriyle anlamca ilgili sözcüklerde ses yakınlığı görüyorsanız onların OBEB’ine inerseniz %99 bir olasılıkla sözcüğün kökünü doğru bulursunuz. (ilişki, iletişim, ilmek, ilik, ileri örneklerinin OBEB’lerinin il- olmasından yorumlanacak)



Söz konusu ettiğimiz çapul, çaput, çapaçul örneklerinin OBEB’i çap’tır. “çap”mak eylemi koşmak, dörtnala gitmek, akın etmek anlamında Eski Türkçe bir kök. Nitekim Nişanyan da “çapul” sözcüğünün bu “çap”mak eyleminden geldiğini söylüyor. Muhtemelen “çapulcu sürüsü” şeklinde deyimleşmiş olan söz grubunun başıbozuk, düzensiz saldırı gerçekleştiren topluluk olmasından yorumla söylüyor bunu. Doğrudur da, yani çapul sözcüğü “çapmak”tan gelir. Eğer böyleyse çaput ve çapaçul sözcükleri de aynı çapmak eyleminden gelmektedir diyeceğim ben. Peki ama çapmak ile çapul, çapulcu arasında koşmak, saldırmak, dörtnala gitmek bağlamında bir ilgi var da çaput “eski bez parçası” ise bu ilgiyi nasıl kuracağız, diyenlere “çapul” o başıbozuk sürüsüsün yaptığı saldırı ise çaput da o çapulu gerçekleştirenlerin üstündeki eski püskü giysi olmalıdır diyeceğim. Çapaçul o görünümdür. Farsça “çapan” ve Türkçe “çul” sözcüklerinin bileşimi olduğunu değil Türkçe çapmak ve Türkçe çul sözcüklerinin birleşimi olduğunu düşünmek gerekir.
Bu arada bir topluluğa ilişkin olumsuz kökenli adlandırmaların o topluluğun düşmanları tarafından oluşturulmuş olmasını neredeyse bir zaruret addetmekteyim. Dolayısıyla olumsuz nitelikli bütün bu adlandırmaların çapulcuların düşmanları tarafından konulmuş olması yani sözcüğün en eski manada Farsça’dan geçmiş olması mümkündür. Nitekim Ahmet Vefik Paşa Lehçe-i Osmani’de çapmak eyleminin anlamını koşturmak,sürmek olarak verdikten sonra Farsça’da çâpîden şeklinin olduğunu söylemektedir. Kaşgarlı Mahmut ise “çap” kökünün Türkçe ve doğal ses (yansıma) olduğunu söylüyor. Ama yukarıda da belirttiğim gibi düşmana saldıran bir topluluğun kendisini “çapulcu” olarak adlandırmasının mümkün olmadığını Farsça’dan alınmış ve Türkçeleştirilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bir kök ya da sözcük bir biçimde başka bir dile geçip benimsenirse “çaput” örneğinde görüldüğü gibi sözcükten o dilin yapısına uygun türetmeler eninde sonunda gerçekleşiyor.
Bu saptamalar Türk sözcüğünün kendisine ne kadar açılım getirir bilemem. Çünkü, Farsça’da turktâz çapulcu, ılgar; turkcûş yarı pişmiş et ve turkmân Türk demektir. Hepsi de uygar olmayan, uygarlaşmamış gibi bir anlam içeriğine sahiptir.

Hiç yorum yok: