27 Aralık 2012

Aşktan Tasarruf Etmeye Son, feral faun



Mutlak sevgi kusursuz bir güzelliktir; içerisinde nefret ya da sahip olma yoktur…. Bu yüzden sevgiyi bulabileceğiniz her yerde kabul edin: Sevgiyi fark etmek zordur çünkü asla soru sormaz.” - Austin Osman Spare

Cinsel sevgi, erotik zevk, tükenmeyen coşkunluğun kaynağı bedenlerimizin mutlak tanrısallığının ifadesidir. Kozmosun yaratıcı enerjisinin ta kendisidir. Bu enerji serbest bir şekilde içimizde aktığı zaman, aşka, tüm kozmos ile erotik zevki paylaşmayı arzulamaya ulaşırız. Fakat yalnızca çok nadir olarak bu sınırsız enerjiyi deneyimleyebiliriz. Meta kültürünün sınırları içerisinde, aşk da bir metadır. Aşktan tasarruf geliştirilmiştir, ve bu tasarruf, hazzın özgürce akışını yok eder.

Aşktan tasarruf yalnızca aşk kıtlığı yaratıldığı için var olabilir. Küçük çocuklar olarak, bizler, kendimize ve tüm diğer varlıklara sevgi besleyen vahşi, tanrısal aşıklarız. Fakat ebeveynlerimiz bunu bizden çaldılar. Yetişkinler çocuk sevgilerinin cinsel doğasını inkâr ederler ve sevgi ifadelerini kabul edilebilir davranışlarla değiştirirler. Kötü olarak tabir ettikleri kaba cinsel davranışlarımız için bizleri cezalandırır veya azarlarlar. Bizi yargılarlar ve böylece kendimizi yargılamayı öğretirler. Kendimizi sevmek yerine, kendimizi kanıtlamaya mecbur bırakılmış hissederiz – asla kendimizden emin hissedemeyiz. Aşk kozmosun bir hediyesi olmaktan çıkar ve uğruna rekabet etmek zorunda olduğumuz oldukça nadir, yüksek fiyatlı bir meta haline gelir.



Tasarruf edilen aşk için rekabet bizi değiştirir. Kendiliğindenliğimizi, özgür ve şen kişisel ifademizi kaybediyoruz. Gerçekten hissettiğimiz gibi hareket etmek fark etmiyor. Kendimizi arzu edilebilir kılmalıyız. Eğer kültürel standartlara göre iyi görünüyorsak büyük bir avantaja sahibizdir, çünkü görünüş bizi arzu edilebilir cinsel bir meta yapan şeylerin ana parçasıdır. Fakat diğer işe yarar özellikler de vardır – kuvvet, üstün cinsel yetenek, “güzel tat”, zekâ, parlak anlayış. Ve elbette, sosyal-cinsel oyunları nasıl oynayacağını bilmek. En iyi aktör bu oyunlarda kazanır. Doğru imajı nasıl takınacağını bilmek, hangi durumda hangi rolü oynayacağını bilmek – bu size tasarruf edilen aşkı satın alacaktır. Fakat kendinizi kaybetme pahasına.

Çok az insan hem fiziksel çekiciliğe hem de sosyal-cinsel oyunları oynamada ustalığa sahiptir. Bu yüzden çok ender fırsatlar dışında sevgisiz bırakıldık. Bu fırsatlar ortaya çıktığı zaman, onların doğal olarak akmasına izin vermememiz, aksine onlara tutunmaya, onlara erişmeye çabalamamız sürpriz değildir. Aşktan tasarruf edildiğinde, özgür ilişki kurmaya yardımcı olmaz. Çünkü belirli bir sevgiliden uzaklaşmak aşkın kendisinin sonu anlamına gelir. Özgürce ilişki kurmak yerine, ilişki inşa etmeye – ilişkiyi kalıcı kılarak, sevgililerden birinin
kandırıldığını hissettiği ya da aşkı kaybetme korkusu yüzünden ekonomik bir ilişki bulduğu bir noktaya kadar birbirlerine aşk sattıkları bir alıp verme sistemi içerisine pekiştirerek – ve bütün tekrardan aşkı kazanma sürecini gözden geçirmeye çalışırız.

Ve ilişkilerin – tasarruf edilen aşkın bir ifadesi olarak – genellikle tek eşli olduğu düşünülür. Sevgilimizi bir başkası için kaybetmek istemeyiz. Eğer aşkımızı birbirimize sadece satmakta anlaşamazsak, sevgilimiz daha iyi bir ürün, bize tercih edebileceği bir sevgili bulamaz mı, ve de bizi terk edemez mi? Ve böylece sevgi azlığının sebep olduğu korkular, kendisini pekiştiren kurumlar yaratmaya yardımcı olur.Bazı insanlar ilişki tarzını seçmezler. Kendilerini gerçekten arzu edilir metalar olarak kanıtlamak isterler. Böylece cinsel fatihler olurlar. Cinsel fetih arenasında yüksek bir skor yapmak isterler. Zevki paylaşmak umurlarında değildir. Yalnızca bir imaj yaratmak isterler. Ve bu kişiler statü için de aynısını yaparlar. Bu insanlar için tam paylaşımın coşkunluğu aşkın tasarrufuna mağlup olmuştur. Tam paylaşımın coşkunluğu artık bir skordur ve önemsenen yalnızca skordur. Metaları daha değerli yapmak için, aşkın tasarrufu cinsel uzmanlaşma yaratmıştır. Elbette, doğal çift cinsiyetliliğimizdeki erkeksilik ve kadınsılığa olan kültürel vurgu bunun önde gelen bir şeklidir. Fakat cinsel tercih etiketleri, kişisel kalıcı tanımlamalar oldukları zaman da bunun bir parçasıdırlar. Arzularımızın serbestçe akmasına izin vermekten ziyade, kendimizi gay veya heteroseksüel ya da biseksüel ya da fetişist olarak tanımlayarak, kendimizin uzmanlaşmış bir ürününü yaratıyoruz ve böylece de aşkın kıtlığını pekiştiriyoruz.

Aşk metalaştığında gerçek aşk olmaktan uzaklaşır; çünkü Eros zincirlenemez. Aşk özgürce akmalıdır, fiyatı olmadan ve beklentisi olmadan kolayca akmalıdır. Aşktan tasarruf edildiğinde var oluşu sona erer, çünkü sevgililerin varlığı son bulur. Arzu edilir ürünler olmak zorunda olduğumuzdan, kültürümüzün bize öğrettiği rolleri edinmek için gerçek özlerimizi bastırmamız bizleri arzu edilir kılacaktır. Maskeyi öpen maske, sureti öpen suret olacak – gerçek sevgililer hiçbir yerde bulunamazlar.

Eğer cinsel sevginin sonsuz enerjisini, coşkunluk içerisindeki bedenlerimizin vahşi tanrısallığını deneyimleyeceksek, kendimizi aşk tasarrufundan kurtarmalıyız. Kültürümüzün aşk olarak kabul ettiği bu cansız kabuğun tüm görünüşlerini üzerimizden atmak zorundayız. Çünkü sınırsız zevkin vahşi neşesi bu görünüşlerin bulunduğu hiçbir yerde deneyimlenemez.

Aşk tasarrufundan kurtulmak için, aşk bizim için bir kıtlık olmayı bırakmalıdır. Vahşi kozmos aşıklarla doluyken, meta kültürü bunu bizden çalmıştı. Aşkın kıtlığından kendimizi özgürleştirmenin tek bir yoluyla başbaşa kaldık. Kendimizi sevmeyi öğrenmemiz gerekiyor, kendimizi seveceğimiz böyle bir zevkin kaynağını bulmamız gerekiyor. Hepsinden öte, aşık olacağım zevkin kaynağı benim bedenim değil mi? Etim, sinirlerim, karıncalanan tenim bu sınırsız enerjinin aktığı uçsuz bucaksız galaksiler değil midir? Kendimizi sevmeyi öğrendiğimiz zaman, kendimizi sonu olmayan erotik zevkin bir kaynağı olarak bulduğumuz zaman, aşk bizim için asla kıt olmayacaktır. Çünkü sevgili olarak her zaman kendimize sahip olacağız.

Ve kendimizi sevdiğimiz zaman, Eros’un sınırsız neşesi özgürce dışarıya doğru dökülerek bedenimizden akacaktır. Aşkı ihtiyaçtan dolayı kavramayacağız, ona açık olan her canlıyla engin erotik enerjimizi özgürce paylaşacağız. Aşıklarımız erkekler ve kadınlar, ağaçlar ve çiçekler, hayvanlar, dağlar, nehirler, okyanuslar, yıldızlar ve galaksiler olacak. Aşıklarımız her yerde olacaklar, çünkü kendimiz de aşkız.

Kudretli aşk tanrıları olarak, o halde kanuna karşı gelen kahramanlar olarak dünyayı dolaşabiliriz, çünkü aşk tasarrufundan kurtularak, tüm tasarrufa karşı gelme gücüne sahibiz. Ve aşıklarımızın suistimal edildiği, köleleştirildiği ve tehdit edildiği bu kültüre müsamaha etmeyeceğiz. Aşkın tüm kudretli enerjisiyle, sevdiğimiz her şey özgür olana dek her zinciri kıracak ve her duvarı yerle bir edeceğiz. Ve böylece ekonominin uzun, kabuslu hükmü, uygarlığın ölüm dansı sona erecektir.

Çeviri : Serhat Elfun Demirkol


http://yabanil.net/ den alınmıştır

Hiç yorum yok: