"biz şuna inanırız ki, her nehrin ve dağın bir ruhu vardır ve bazı yerlerdeki ruhlar kızgınlardır. Bunların neden kızgın olduklarını kimse tam olarak bilemez, ancak insanlar oraları pislettiği için kızgın olduklarını söyleyenler var. Bana göre bu ruhlar, kendi topraklarını insanlardan korumaya çalışıyorlar çünkü artık birçok insan sayısına hiç dikkat etmeden avlanıyor ve bitkileri topluyor. Oysa doğa bize bu hayvanları ve bitkileri armağan olarak veriyor, başkalarıyla paylaşalım diye. İnsanlar bunları kendilerine aitmiş gibi kullandığında oradaki nehrin ya da dağın ruhu kızgın oluyor elbette."
yaşlı bir dukha'nın sözleri..
atlas dergisi, dukha türkleri yazı dizisinden
Moğalistan'da parlamenter sistemden önce, yani yaklaşık 1992'ye kadar, eski Sovyet tipi sopsyalist rejimin etkileri olduğu için Dukhalar uzun yıllar devlet kontrolü altında yaşamışlar. Tarım Bakanlığı da gelip "kolektifleştirme" adına ren geyiği sürülerine el koymuş. Oysa Dukhalardaki kolektif kültür yüzlerce, belki binlerce yıl geriye dayanıyordu. Ama 1950'lerde başlayan kamulaştırma işlemleri sonucu bütün ren geyikleri devletin malı sayılmış ve Dukhalar da onlara baktıkları için pek küçük bir maaşa bağlanmış. Her bölgede açılan "negdel" yani kolektif kooperatiflerin altında insanlar veterinerlik ve sağlık hizmetlerinden yararlanıyormuş. Ancak göç zamanı ve diğer bazı önemli konuların merkezi olarak belirlenmesi Dukhaları geleneksel ren geyiği yetiştiriciliğinin dışına itmiş. Hatta bir dönem yerel yönetim ren geyiği yetiştiriciliğiyeterince "verimli" olmadığı gerekçesiyle Dukhalara ren geyiklerinin yarısını kesmeleri emrini bile vermiş. Birçok yaşlı bu kararı hatırladıkça hala kızgın.
Borhu, bu trajik ve aynı zamanda kültürel kıyımla sonuçlanabilecek olayı şöyle aktardı:
"Babam, uzun yıllar bu olayı bize anlattı.Bizim atalarımız çok eski zamanlardan beri ren geyikleriyleberaber yaşıyorken devlet bütün sistemimizi değiştirmeye çalışmış. Bizim için çok kıymetli olan ren geyikleinin bir tekinin bile boşuna kesilmesi akıl alır bir şey değilken sahip oldukları tüm hayvanların yarısı kesilen insanlarımızın neler hissettiğini düşünemiyorum bile"
atlas dergisi, dukha türkleri yazı dizisinden
atlas dergisi, dukha türkleri yazı dizisinden
Moğalistan'da parlamenter sistemden önce, yani yaklaşık 1992'ye kadar, eski Sovyet tipi sopsyalist rejimin etkileri olduğu için Dukhalar uzun yıllar devlet kontrolü altında yaşamışlar. Tarım Bakanlığı da gelip "kolektifleştirme" adına ren geyiği sürülerine el koymuş. Oysa Dukhalardaki kolektif kültür yüzlerce, belki binlerce yıl geriye dayanıyordu. Ama 1950'lerde başlayan kamulaştırma işlemleri sonucu bütün ren geyikleri devletin malı sayılmış ve Dukhalar da onlara baktıkları için pek küçük bir maaşa bağlanmış. Her bölgede açılan "negdel" yani kolektif kooperatiflerin altında insanlar veterinerlik ve sağlık hizmetlerinden yararlanıyormuş. Ancak göç zamanı ve diğer bazı önemli konuların merkezi olarak belirlenmesi Dukhaları geleneksel ren geyiği yetiştiriciliğinin dışına itmiş. Hatta bir dönem yerel yönetim ren geyiği yetiştiriciliğiyeterince "verimli" olmadığı gerekçesiyle Dukhalara ren geyiklerinin yarısını kesmeleri emrini bile vermiş. Birçok yaşlı bu kararı hatırladıkça hala kızgın.
Borhu, bu trajik ve aynı zamanda kültürel kıyımla sonuçlanabilecek olayı şöyle aktardı:
"Babam, uzun yıllar bu olayı bize anlattı.Bizim atalarımız çok eski zamanlardan beri ren geyikleriyleberaber yaşıyorken devlet bütün sistemimizi değiştirmeye çalışmış. Bizim için çok kıymetli olan ren geyikleinin bir tekinin bile boşuna kesilmesi akıl alır bir şey değilken sahip oldukları tüm hayvanların yarısı kesilen insanlarımızın neler hissettiğini düşünemiyorum bile"
atlas dergisi, dukha türkleri yazı dizisinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder