bir
katıra
ya
da ata bir kırbaç
şakladığında
ya
da değdiğinde mayın bir
katırın
bacakları havaya savrulduğunda
gözleri
sessizce izler bacaklarını
katır,
yeryüzünü içine alır
bilisiz
katırların dağılan parçaları
akan
kanları kara kırmızı bir leke olarak
marşların
ve bayrakların rağmına
duracaktır
kurtuluş sabahı
ya
da bir mangaya
diz
çök dendiğinde
nişan
al dendiğinde
ve
ateş serbest
makam
arabası vali ve siyah camlar
periyot
tablosu kadar geçersiz
periyot
tablosu kadar manasız
hiyerarşik
gülümsemesinde
bir
an devlet
katırlarla
göz göze gelir
bir
el hareketi ile
dokuz
katır idam edilmiştir
katır
bir ispat biçimidir
ne
kadar insan olduğumuzun
alabildiğine
insan olduğumuzun
dağılan
parçaları havada uçuştuktan sonra
gelip
kondular tabağımıza
tam
ve yarım porsiyonlar halinde
kimi
gençler ve çocuklar olarak
beslemek
için bizi
semirtmek
için
sınırlarımızın
güvenliği için
bayrağımız
dalgalansın diye
okullara
gidebilsinler diye çocuklarımız
öğrensinler
anatomi
öğrensinler
insan
nasıl insan oldu
dünyanın
tüm evlerinde çekilebilsin perdeler pencerelere
katır
bu
doğurur
acının koyu kırmızı tarihinde
Guernica!
ağabey,
anlamak için soruyorum:
katırlar
için de olacak mı o başka türlü dünya ?
Pathos
1. Sayı, 2018’de yayımlanmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder