06 Eylül 2019

"susamam" şarkısı üzerinden sanatta oluş ya da aldanış

Çok kişinin "susamam" paylaştığını görüyorum. Bundan sonra da artarak paylaşılır sanıyorum. Kuşak itibarıyla rap'le kolay ilişki kuramadığımız dikkate alınırsa durumun yorumlanması lüzumu var.
Müzik olarak da ses, ritm ve söz olarak da alenen kötü örneklerden biri olduğu halde neden bu yersiz sevmeler acaba?
Yukarıda söylediğim şey sanıyorum bunun nedeni, raple ilişki kuramayanların sözler üzerinden ilişkilendikleri kanısına kapılması.
Öncelikle bu sözümona rap şarkısı adeta "kısa türkiye tarihi" yapma hevesiyle oluşturulmuş. ama kısa türkiye tarihi böyle olmaz. Cemal süreya aynı adlı şiirinde
"Şelaleye düşmüştür zeytinin dali
Celaliyim, celalisin, celali"
diyerek kendi formunda -ki şiirdir- kısa türkiye tarihinin nasıl olabileceğini gösterdi. Didaktik olan her şey kötüdür. Bu şarkı da açıkça didaktik. İyi olan hiçbir sanat yapıtında ucuzluğa rastlayamazsınız. çünkü ucuz olan her şey kötüdür. Bu şarkıda da güya protest rap yapmak isterken bol miktarda ucuz felsefe var. Aynı zihniyetle ülkücülere de bir damar vermek gayet mümkün.
Üzgünüm ama, sanat alanında işler böyle yürümüyor ve oscar wilde'ın da dediği gibi "bana herhangi bir kötü sanat eseri gösteremezsiniz ki yola iyi niyetle çıkılmamış olsun."
Ülkede rap'in geldiği seviyenin çok altında olan bu şarkının da iyi niyetle yapıldığına eminim
diyecektim ama ondan bile emin değilim. Buram buram pazarlama kokuyor.
Lümpen ve sindirilmemiş bir siyasal bilgiyle politik söz yazılınca böyle oluyor.
Üzerinde durmam normalde ama muhalif ve özgürlükçü çevrelerde hararetle paylaştığını görünce konuya açıklık getirelim dedim.
80 öncesinde berbat şarkıları protest müzik diye az yutmadığımızdan biliyorum, ticari sol diyebiliceğimiz bir söylemle oluşturulan bir şeye ne edebiyat ne müzik diyebiliriz.
Ticari sol anlayışla yazılan şiirler "slogan şiir" yaftasıyla edebiyatın o uçsuz bucaksız çöplüğüne gönderildiler. Sebebi şuydu: Bunlar dönemin şiirde geldiği noktanın çok altında, hatta şiir olarak görülmeyen bir düzlemde oluşturulmuş ürünlerdi. Ve ne kadar politik ne kadar muhalif görünseler de aslında ucuz beğeni avcılığı (populizm/kitsch) peşindeydiler. Ticari sol demem de bu yüzden zaten.
Sonra bunun müziği çıktı, zaten slogan şiir verimleri üzerinden iş görüyordu müzik versiyonu da çoğunlukla. İnsanların çektiği acıları istismar ediyordu. Arabesk protest bir tarz. Sözler bazan iyi şairlerden bazan şarkıcının gayet yüzeysel politik bilincinden. Sevda, hasret, zulüm, mavi, zindan, kelepçe vb. sözcüklerden oluşan bir indeksi vardı şarkıların, şiirlerin.
Bu tarz şiirler politik edebiyata, sol edebiyata zarar verdi. İnsanlar politik söylemi şiirden bütünüyle kovdular. Dalga konusu oldu. Bu nedenle "aman olsun" demeyin, gençlerin apolitikliğini giderecek sanmayın. Tersine zaten gelişecek olan ve benim dört gözle beklediğim politik rapin gelişimini engelleyecektir. Keny Arkana'nın İsyan'ını dinlesinler. Dünya politik rap'inin iyi örneklerini dinlesinler.
Bir şey önce ne olduğunu iddia ediyorsa o olmalıdır. Müzikse müzik, şiirse şiir, romansa roman. ve korkarım sanatta bir şeyin ne olduğu o kadar keyfi değil. Zevklerin tartışmalı oluşu güzeller arası bir tartışmadır. Şiirlerin göreceliği şiirler arasında geçerlidir.
Rap bir yanıyla çok kolay görünen bir müzik türü. Ama iyi çalışılmayan bütün rap şarkıları çöp oluyor. Ne yazarsam yazayım olur, konuşur gibi söylersin olur biter demekle olmuyor. Anladığım birbirinden farklı insanların farklı müzikleri bir araya getirilmiş ama hepsi yama gibi belli. Dediğim gibi sözler samimiyetten çok uzak, sesler vasat, özgünlük yok, müzikal alt yapı zayıf. İktidarı, düzeni eleştiriyor ve on yıllardır yaşadığımız acıları dile getiriyor diye beğenecek değilim. Zaten onları dile getirişte de herhangi bir incelik, imge, zeka yok. Kaba saba anlatıyor. Sagopa, Ezhel, Eypio dinleyen biri zaten müziği nasıl zenginleştireceğini, samimiyeti nasıl geçireceğini falan düşünmeye başlar. Ben çok sıkı bir rap dinleyicisi değilim. Ama bu şarkının ülkede yaşadığımız rezil hayatı dile getirerek bir kısmımızın içine su serpmesi dışında kötü bir rap örneği olduğunu kavrayacak kadar dinledim.
İstismar ve tecavüz çok farklıdır. Tecavüz açıkça zoru, şiddeti içerir. İstismarda ise iyi niyeti, saflığı kötüye kullanma vardır. Çaktırmadan ya da kandırarak amacına ulaşma vardır. Son yıllarda apaçık tecavüz vakalarına tecavüz yerine istismar deniyor. Sanırım istismar'da hafifletici sebepler olduğu düşünülüyor. Ben kendi payıma istismar edilmektense tecavüze uğramayı yeğlerim.Güvendiğimiz biri tarafından kandırılmak şiddet ve zorla tahakküm kurulmasından bile kötüdür. Çünkü istismar kalbimizi de kırar, incitir. Önceki yıllarımıza, hatıralarımıza, güven duygumuza da bir saldırıdır.
Bu nedenle benim binbir ölüyle, envai acıyla, yaşanmışlıkla oluşturduğum tarih üzerinden ayrıca kandırılmaya ihtiyacım yok. Önce güzel müzik yapsınlar. Sözlere bakarız.


Mehmet İşten

Hiç yorum yok: