12 Ağustos 2021

DİLENCİYLE GÖZ GÖZE GELMEK

 


Sahtekârlığın en yaygın olduğu meslek gruplarından biri dilencilik biliyorsunuz. Sizi acınacak hâlde olduklarına inandırmak için şekilden şekile girerler. Peki bu zavallılar neden hilkat garibesi kılıklara girip dururlar sanıyorsunuz? Fiziksel bir araz göstermeye çalışırlar size çünkü. Acıma duygunuzu harekete geçirecek bir şey; kıçın altına iyi saklanmış bir bacak, egzersizle elde edilmiş bir duruş! Bunları yapmak zorundadırlar çünkü insanoğlu tuhaftır, ‘acıma’sı ya da ortada bir ‘dümen’ olmadığına inanması için gözüyle de görmesi gerekir o insanın ‘acınacak’ durumda olduğunu. İki yönlü bir ilişki gelişmiştir. Dilenen insanların aslında sahtekâr olduğuna dair o kadar çok haber bombardımanına tutulmuşuzdur ki dilenciye yardım etmek bir zekâ sınavı hâline gelmiştir çoğumuzda. Hele de modern kuşaklarda! Bazı ‘eskiler’ gördüm, ‘aldatıyorsa da günahı kendi boynuna’ diyen ama modernlerde görmedim hiç. Bir kaşımızı yukarıya kaldırıp bakıyoruzdur. “O bacağı göster bana, nereye sakladın?” Çocuklarla geziyorsa şüpheleniriz, kucağında bebek varsa şüpheleniriz, ezberlenmiş sözleri varsa şüpheleniriz. Biz inanmadıkça onlar sahtekârlığın dozunu artırır, onlar artırdıkça dilencinin tiyatrosuna inanmayanlar artar. Halat oyunu oynar gibi bir uçta bizler diğer uçta dilenciler çekiştirir dururuz. Bu yüzden de Avrupa ya da Amerikan filmlerinde gördüğümüz kimi sahnelerde bazı dilencilerin pervasızca açıkça “şarap için” para istemesi ya da kendisiyle karşısındakini âdeta eşitleyerek “Hey dostum, fazladan birkaç doların var mı?” demesi yadırgatır bizi. Velhasıl Doğu toplumlarıyla Batı toplumları arasında her konuda gördüğümüz farklılık “dilenciye yardım etme” konusunda da vardır. Doğulunun acıması ve yardımı kapsamlı, dört başı mamur bir tiyatroya dönüşmüştür. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da Batı’yı birkaç yüzyıl geriden izlediğimiz sanısına kapılırım ben. Onlar sanki geçmişlerdir bizde yürürlükte olan aşamadan. 2017 yapımı bir İsveç yapımı olan Kare filminde var böyle bir sahne. İzleyenler bilir çok enteresan filmdir. Bir refah toplumu ve elit algısı sorgulaması sayılabilecek filmin birçok yerinde dilenciler vardır. Şehrin bütün hijyenik manzarasını bozan çoğunlukla Orta Doğulu, Asyalı dilenciler. Adam bir fast-food’a girer, masada bir dilenci kadın oturmaktadır. Adama “Hey” der, adam kadına “Merhaba,” der, “bugün nasılsın?” Belli ki adam daha önce kadına yardım etmiştir. İlk karşılaşma değildir. Kadın adama hiç de şekilden şekile girmeden önündeki bardağı işaret ederek “Para!” der. Adam, “Üzerimde nakit yok. Ama istersen sana yemek alabilirim.” der. Kadın, “Tamam.” der “Tavuklu sandviç!” Bir dilencinin alınacak yemek konusunda tercihte bulunması adamı şaşırtmıştır. (bizdeki yardımseverin sabrı buraya kadar dayanır, vazgeçer. Ama orası İsveç'tir ve adam) “Ne?” diye sorar. Kadın tekrarlar: “Tavuklu sandviç al bana” Tahmin edersiniz ki kadının hiç minnet duyan bir hâli yoktur, âdeta hakkını istemektedir. Adam kasaya yönelirken Kadın yine seslenir: “Soğansız” Konuşması da epeyce üsttendir. Adam geriye döner, inanamamış gibidir. “Anlayamadım?” der. Kadın tekrarlar “Soğansız.” Adam “Soğansız mı?” diye tekrar eder, bu tavra inanamamış gibidir. Bir refah toplumu da olsa ve dilenciyle ilişki konusunda başka bir kültürel noktada da olsa bu kadarı onlar için bile fazladır. Dilenci verileni almalıdır, ne buluyorsa onu yemelidir! Kasaya yönelir, bir telefon kartı ve tavuklu sandviç söyler. Çıkarken sandviçi kadının önüne bırakır ve “Soğanlarını kendin çıkarırsın artık!” der. Kadın arkasından “Adi herif,” der “soğansız…” demiştim. Benzer bir insaniyet sorgulaması Liman Mehmetcihat’ın “Ellere Vay Delisi” şiirinde vardır ki kırar insanı!
Diyeceğim o ki insanoğlu yardım edeceği zaman, yardım edilecek olanı perperişan görmek istiyor. Ondan insanca yaşamakla ilgili talepler duymak istemiyor. kahkahası batıyor ona, Eğlenmesi, denize girmesi... Hele kendisi hiçbir şey söyleyemiyor ve her şeye razı oluyorsa.. Evinde yemeği olmayan, çocuğuna ilaç alamayan ama takım elbisesini giyip her şey yolundaymış gibi yaparak işe giden adam tavuklu sandviç isteyen bir dilenciye nasıl kızmasın!

(devamı var)




Hiç yorum yok: