17 Haziran 2009

postmodern matbuatın aforoz ettiği na-kitap şairlerin modern mecmualarda dercedilen şiirlerine medhal, efraim soğaç



POSTMODERN MATBUATIN AFOROZ ETTİĞİ NÂ-KİTAP ŞAİRLERİN MODERN MECMUALARDA DERCEDİLEN ŞİİRLERİNE MEDHAL...





”hiç birbirine çarpan kuş gördün mü havada.
ama insanoğluna gelince

üstelik yerde neler olduğunu
biliyorsun?”
ece ayhan
morötesi requiem,1997





Yahya Kemal, şiir kitabı dercetmekten kayd-ı hayat imtina etmiş,ama bu onun,hayattayken kitap çıkarmayan na-kitap şuaradan olduğu anlamına gelmiyor...Çünkü en son yazdığı şiir, entelijensiya mahfillerindeki han-ı yağma sofralarına daima yıldırım gibi avazla ve yazıyla düşer, sonra da şiir müptelâlarının cengaver cönk defterlerinde temize çekilirmiş...Bu entelijensiya mahfillerindeki şiir müezzinleri, Yahya Kemal şiirini, öyle bir tedavüle sokuyorlar ki,o şiir, merkez bankasının büyük kupürlü banknotları gibi itibar görüyor...hatta yüksek kupürlü bu şiiri, sorgusuz sualsiz deftere temize çekmek türünden masumane kalpazanlıklar da teşvik ediliyor... Pekiyi Yahya Kemal’in bu yüksek kupürlü şiir-para balyalarına kitap diyebilir miyiz...Bu şiiri temize çekenlerin de, avazla okuyanların da,devlet tahvillerindeki kuponlarla geçinir gibi, bu şiirlerle geçinmeleri...hatta bu şiirlere şirketlerin verdikleri temettü de eklenince... İstanbul’a tepeden bakarak,İstanbul’u tepeleyen belediye garnizonlarının profili de ortaya çıkmıyor mu ?

Diyeceksiniz ki Nâzım Hikmet,kitap dercetti de ne oldu,Nâzım’ın legal mirasyedileri,bir bankaya ait yayınevinde oluşturulan mevduat hesabına, Nâzım’ın bütün eserlerini yatırdılar,faizlerini çatır çatır yiyorlar...Hatta bu bankanın kumbara hesabında, mezara kadar götürelecek bir sırla hem de, Nâzım’ın vatandaşlığı biriktirildi, kumbara parlamentoda açılınca, Nâzım ,vatandaşlığa kabul edildi...

Şiir-para balyaları...şiir-para kumbaraları:Gelsin belediye mazbatalı poesiumlar,gitsin siyasetten nasihatten mütevellit poetik vertigolar!

Global -lokal statükonun her turnikesini açan, siyaset denen akıllı bilet var ya,dijital,doldur doldur harca !

Şiir:Mahpeyker’in Dilâşup’a içirdiği şehvet şurubu;Aydın Valisi İzzettin Bey’in cenaze alayındaki düvel-i muazammanın yerli yersiz megiddo tantunisi!Nasıl da bildiniz,tamam,İzzettin bey, Chopen’in arapsaçı marşıyla gömülecek...

Davul tozunu süngü yapıp, sadrazam seçenler,seçilenler, yani esatirin üç başlı kuduz köpekleri, ceberuslar, şiir diye diye, sonunda kendi başlarını yedi...

Yahya Kemal’e birinci yeni,Nâzım Hikmet’e ikinci yeni dersek,modern Türk şiiri,bir ileri,bir geri gitmiş hep...buna ne ilerlemek denir,ne gerilemek denir,ne durmak denir,üçünden de daha beter bir durum...

Hiç kitap bastır(a)mayan şairler yerinmesin, kitap üstüne kitap bastıran şairler de sevinmesin...

Şiirden anladığınız buysa, kaçıncı yeni olursa olsun,sivil olsun,olmasın,ben yokum...

Şiirsemek fiilinin, müfret gaip muzari sıygası yoktur...

Şiirsemek öyle bir küğmektir ki,erguvanî bir tevarüd, siz dinleseniz de, dinlemeseniz de, muttasıl ölümü anlatır !

Kitaplardan,mecmualardan münekkidlerin söktüğü ıskarta şiirler, kadrininizi seng-i musallada bilmeyüp,ilhama güpegündüz mezar kazdılar....

İlham, herkese mezar kazar amma, ilhama mezar kazılmaz...

-İlham,ölümdür...

EFRAİM SOĞAÇ

17.06.2009

Hiç yorum yok: