30 Mayıs 2014

o eski bir güvercindi, ülkü tamer



o eski bir güvercindi gittikçe hatırlanan,
o eski bir güvercindi, uçması da iyiydi bana kalırsa
o eski bir güvercindi, çünkü tenhaydı şehirler,
benim saçlarıma saklanırdı, benim saçlarım çalılara;
onu görürdüm göllere girdiğimde, bıldırcın avladığımda akşama,
gelir ateşime sokulurdu, o eski bir güvercindi,
başka kimsecikler de yoktu galiba.

bir başıma sevişen adam mıydım, ben neydim?
silâhlarımı da severdim, güvercini de,
insanları da severdim, hiç görmemiştim oysa,
ama ben insandım ya, o eski bir güvercindi,
o eski bir güvercindi her şeyi anlamaya.

nasıl olduysa oldu, sardılar beni birden:
kadınlar ve erkekler, kemikleri de ortada,
anlamadım bir türlü, durmadan yürüdüler,
durmadan toprak kazdılar, şapka giydiler;
hürlük vardı, verdiler onu, istemek için yeniden,
belki aldılar geri, beni bağladılar ama;
o eski bir güvercindi, şaşırdı olanlara.

o eski bir güvercindi, bıraktı beni onlara,
götürmedi kanatlarından bir başka yalnız suya,
geçti çocuk gölgelerinden, dönmedi artık,
yapacak işleri vardı utanmaktan başka


Hiç yorum yok: