06 Ekim 2011

anarşistlerden herkese başlıklı açıklamamızı anlamak isteyip de anlayamayan arkadaşlara.

yaptığımız açıklamaya gösterilen ortak karşı tepki pkkye karşı devletin yanında durduğumuz suçlamasıdır. bazı anarşistlerin imzalayıp destekledikleri bu bildiri politik olarak devletin yanında duran bir bildiridir. anarşistlerin desteklemesi gereken barış çağrısı bu değildir (sercan). bu son derece haksızca itham üzerinde fazla durmayacağım. çünkü yazdıklarımız açık bir belge olarak ortada, lütfen bir kez daha okuyun ve hangi sözcüğün, hangi cümlenin böyle bir anlam taşıdığını söyleyin bize.

metnin genel anlamından ve gündemle ilişkisinden yola çıkarak kişi kendi bakış açısıyla kimi bağlamlara oturtabilir ki, buna niyet okuma denir. metnimizde hem devlete hem pkkye bir sesleniş söz konusu, kendi devlet ve örgüt (ben pkkyi proto-devlet olarak görüyorum) çıkarınız ve amaçlarınız için insan öldürmeyin denilmekte. bu seslenişte hiçbir yanlış yok. ama pkkye açıkça sempati duyan bazı arkadaşlar güceniyorlar; pkkye niçin laf söylüyorsunuz, o devletin saldırısı altında, o direniyor vs.. demeye çalışıyorlar. bu arkadaşlara kalsa hiçbir zaman muhalif bir örgütü icraatlarından ötürü eleştirmeyeceğiz. evet, pkk otuz yıldır saldırı altında, binlerce mensubunu devletin bu saldırılarında kaybetmiştir. ama aynı pkk hem kendi mensuplarına hem de içinde hayat bulduğu kürt ve öteki insanlara karşı da bağışlanamaz suçlar işlemiş ve işlemeye devam etmektedir. yeri gelmişken belirteyim; öcalanın önerdiği hakikatleri araştırma komisyonu pkknin 1978den itibaren uygulamaya başladığı iç infazları da kapsamına alıp soruşturmalı.

biliyorum, pkkye hala büyük sempatiyle bakan arkadaşlar kendi tanıdıklarının, yakınlarının veya bire bir arkadaşlarının trajik öykülerini ve tanıklıklarını hafızalarında canlı tutmaktalar. elbette bunlar unutulacak ya da unutulması gereken şeyler değil. ama aynı travma ve trajedi gerillanın teslim aldığı ve kimi uygulamalardan sonra infaz ettiği asker, sivil, korucu veya devletin çeşitli görevlilerinin yakınları için de söz konusu. sorun mağdurla empati kurmaksa her iki tarafta da mağdur çok. öte yandan, hiçbir anarşist, dağda ya da şehirdeki karşılıklı bir çatışma olayını temel alarak pkkyi kınamadı. çatışma veya saldırıya karşılık yapılan savunma anlarındaki kayıpları (kayıp denilen şey, kanıyla, canıyla, hayat öyküsüyle aramızdan koparılıp alınan insandır) biz muhalif kimliğimizden doğan bir ezberle daima devletin zulüm hanesine kaydediyoruz, bu tip olaylara bakarak hiçbirimiz pkkyi kınamadık.

pkk sempatizanı ya da ulusal soruna hala Marksist/milliyetçi perspektiflerle bakmaktan kurtulamamış kimi anarşist arkadaşlar uluslararası güçlü destekleri de arkasına alan tc.nin karşısındaki pkkyi doğal olarak kayırmaktalar, buna bir diyeceğim yok. ama unutmayalım ki pkk yalnızca bu güçlü/güçsüz konumlanmasından ibaret değil. pkknin direniş odağı konumunu gayet açık gören arkadaşlar aynı zamanda onun iktidar ve tahakküm konumuna da bakmalılar. dağda hapishane kurabilen kaç gerilla örgütü var şu dünyada? kdp (barzani) ve ynk (talabani) de yakın zamana kadar benzer bir konumdaydı, şimdi iktidardalar ve devlete dönüşmüş örgüt kurumlarıyla, parlamentolarıyla birkaç milyon insanı yönetimleri altına almış durumdalar. diyeceğim, ulusal sorun ve pkk başlı başına bir konudur ve özel olarak ele alınıp tartışılmalıdır. bunu gündeme alan toplantılar yapmalıyız. ama kürtler bombalanırken siz ne yaptınız türünden sataşmaların tartışma amacı taşımadığı ve kötü niyetli olduğu daha baştan belli. burada ki kötü niyet de açık ki bir suçluluğun ifadesi. pkk ve kürt ulusal mücadelesine gönülden duyulan bağlılığa rağmen hiçbir şey yapamamaktan kaynaklanıyor... bu, ne yaptınız sorusu bana da soruldu, soran kişiyi tanımıyorum, daha doğrusu yüzünü, gözünü, çehresini tanımıyorum, yoksa psikolojisini ve hezeyanını çok iyi tanıyor ve anlıyorum. bunun için psikolog falan olmama da gerek yok. politik gruplara nasıl girilir, nasıl çıkılır, kişilikler nasıl yerle bir edilir, yıllarca nasıl suçluluk duygusuyla yaşanır bunu yüzlerce kişinin hikâyesinden bilecek kadar yaşadım. bugün aramızdaki hoyratlığın nedeni, solu taklit etmeye çalışan birçok anarşistin kişisel hikâyesinde saklı duran bu olgudur... bunu şimdilik geçeyim. ama, ne yaptınız, ne yapıyorsunuz sorusunu soranları unutmayın ve mümkünse onların hangi gruplarda yer aldıklarını, niçin ayrıldıklarını azıcık merak edin. duydukları ezikliğin ve dolayısıyla saldırganlıklarının nedenini ayan beyan görebilirsiniz.

 biz herhangi bir barış ya da hümanizm çağrısında bulunmadık. sadece, savaşan her iki tarafa da aidiyet duymadığımızı, başka bir taraf olduğumuzu beyan ettik. bizden önce yapılan benim adıma öldürme çağrısını, -o da her iki tarafa yapılmış bir çağrı- devletle ilişkilendirmeye kalkışan mesnetsiz suçlamalara değinirken benzer çağrıların defalarca ihd tarafından da yapıldığını belirtmiştim. bunun dışında konunun ihd veya barış çağrısıyla bir ilgisi yok. anlayacağın bu anarşistlerin barış çağrısı değil, taraf olma çağrısıdır. pkknin dillendirdiği onurlu barış senin cümlelerinde de var, buradaki bütün maksat dönüp dolaşılıp aslında herkesin pkkyi bir şekilde desteklemesi talep edilmekte. çünkü o mağdur, çünkü o devlete karşı direniyor.. iyi de devletle çatışan o kadar çok örgüt var ki ben bu ezberi bozalım artık diyorum. rus imparatorluğuna karşı çeçenlere taraf oluyor muyuz örneğin?. ya da burada devlete karşı muhalif radikal islami örgütlere karşı tutumumuz ne? devletle çatışan tarafları istisnasız desteklemek gibi bir bakışımız olunca bu kalıba oturmayan her karşı çıkışı da devletin saflarına oturturuz o zaman. bize yapılan da budur.

politika konusu var bir de... ona da girersem kimse okumayacak bu kadar uzun bir maili. ama anarşistler politikayı olumsuzlarken yalnızca parti ve parlamento çıkışlı politikayı değil esas olarak temsil etme ve edilmeyi reddeder, perspektifi bu olgudan hareketle kurarlar. neyse bu uzun bir konu (gazi.)

15 yorum:

Adsız dedi ki...

anarşislerden herkese:http://yaban-ci.blogspot.com/2011/10/benim-adma-oldurme.html

Adsız dedi ki...

"bazı anarşistlerden herkese" demek bile kurtarmaz çağrıyı ve bu metni. Mümkünse şu "anarşist" arkadaşlar, kürt hareketi üzerine eleştirilerini kendilerine saklasalar, pek tabi hiç beceremiyorlar eleştirmeyi de.

Yani Akpnin ve bilumum faşist/milliyetçi çizgisinde olan partilerin söylemlerinin-yani peğhaha olmazsa kürt sorunu çözülür ya da peğhaha silah bırakırsa her sey hallolur- un bir değişik yorumu.

Evet tekrarlıyorum. "anarşistler", tartışmalarınız ya da kafa karışıklığınızı netleştirmeden metin yayımlamayın lütfen. Bu şekilde,diğer Anarşist yoldaşlarımıza hakaret ediyorsunuz!

Adsız dedi ki...

"hakaret ettiğimiz" anarşist yoldaşlarınız da yazsaydı ya,bizler de anlamış olurduk nasıl hakaret etmişiz.maalesef sen ve senin gibilerin "meşruiyet" ve "temsil" kavramlarıyla sorunu var.neden söylemediğimiz bir şey üzerinden tartışalım ki?

Adsız dedi ki...

Bİr kere "anarşistlerden herkese" başlıklı bir metin bile başlı başlına bir sorun ve hakarettir. Korkaklık yapıp,böyle anonim takılmak yerine hangi oluşum adına yazdığınızı da belirtseydinizde tam olsaymış. Yok biz bir olşum değiliz diyorsanız, metni "anarşistlerden herkese" başlığını hangi kapsayıcılık anlayışıyla yazdığınız hakkında da bir açıklama çok yerinde olacaktır.

ankaradan bir anarşist olarak, bu metni onaylamıyorum ve bu metni onaylamayan bir anarşist olarak ve benim gibi düşünenlere de muhtemelen aynı içi boş suçlamayı yaparken düştüğün çelişki ve hatayı bulmanın gerekliliğini belirtiyorum.

anahtar kelime : "temsil"

Adsız dedi ki...

herkese hitap eden anarşistlerin isimleri tek tek yazılı metinde.metne katılmayabilirsin de hakaret nerede?olan bir şey eleştirilir ya da bir fikre katılmayabilirsin ama olmayan bir şey üzerinden mahkum etmeye çalışmak bir fikir değil sadece niyet meselesi.söylediklerini bir eleştiri olarak değil psikoloji olarak anlıyorum." Korkaklık yapıp,böyle anonim takılmak " gibi ifadelerden de besbelli ki anarşist falan da değilsin,ama bunun bir önemi yok,seni yanıtlamam bakımından.sen metinle ilgili asıl derdini,meramını anlatırsan konuşabiliriz,kendi adıma bir yanlış hata varsa da düzeltiriz.ama ilkin tabii böyle gölge oyunlarına itibar etmemek lazım.

Adsız dedi ki...

Arkadaşım bak, çok basit bir sey söylüyorum. anarşistsen bile eleştirdiğin her konuya anarşistlerin imzasını atmak zorunda değilsin. isimlerinizi yazarsınız ve eğer etkili bir çağrıysa büyür gider bu. Ben bir anarşist olarak bu metnin yazılmasında "tartışılma" aşamasında yer almadım, böyle bir çağrının yapıldığını da hiç zannetmiyorum. Birincisi böyle bir imzanın sorunlu olduğunu ve bundan sonra yapacağın eleştirilerde temsilciliğini sadece kendi adına yapman gerektiğinin gerekliliğini söylüyorum.

Metin için ise sadece bir kaç cümlenizi yazacam. Burası tartışma için çokta sağlıklı bir zemin değil.

"Biz anarşistler, özgürlük adına yapılan bu savaş ve şiddet kışkırtıcılığının karşısında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz."
Kürt e şiddet uygulamaktan başka seçenek bırakmayan devletin politikasını görmeyen akla şaşarım. Bir haberleri açıp bakarsan son KCK operayonlarından bile kimin savaş ve şiddet kışkırtıcılığı yaptığını anlayabilirsin.

"Bütün silahlı güçlerin “bizim adımıza öldürdüğünün” farkındayız."

kavramları karıştırmamak gerekli, eleştiri ile karalamanın ince cizgisi burada yatar. Kürdistandaki çocukların,kadınların, gençlerin nasıl işkencelerden geçirildiğini ve nasıl sürekli devletin kolluk kuvvetleri tarafından nasıl taciz edildiğini söylemek bile sıradan,-tamam haklısında- tarzında anlaşılacak bir cümle olduysa bunun sorumlusu bizzat okuyanın kendisindedir. Kimseyi aklamaya çalışmıyorum; ama gerilla kendi öfkesini kusmaya çıkıyor dağlara. Dayısının,teyzesinin, sınıf arkadaşının tc polisi tarafından öldürülmesinin cezasını vermek için. Batıda keyf içinde yaşaman bunları olduğu gibi anlamana engel olmaması gerekli. Yani kürt halkının-ya da devletin baskısı altında olan başka bir halkın- silahlanması ile devletin silahlı güçlerini bir tutmamak bir anarşistin farkına varması greken ilk farkındalıklardan biri olması gerekli.

Ne diyeyim ben daha. Devletin şiddetini eleştimek "benim adıma öldürme" ile değil Vicdani Red ile başlar. Anarşistlerin bu topraklara tanıttığı bu ahlaki ve insani fikri canlı tutmaya çalışmak bir anarşist için çok daha onurlu bir duruştur. "benim adıma öldürme" çağrısıyla pekeke nin meşruluğuna zarar verip vermemeniz değil meselem. Devletin şiddeti ve baskısı sonucu ortaya çıkmış bir gerilla örgütüne-devletin baskısını hemen anlayıp geçerek*-silahlanmış bir halka saldırmak.

Alttaki paragrafınız ard arda okunduğunda bütün şiddetin nereye yıkıldığını görmeniz gerekli.

“Gencecik insanları askere alarak savaşa sürme, onları ölmek ya da öldürmek ikilemiyle karşı karşıya bırakma, sınırın ötesinde ya da berisinde operasyonlar yapma” demek.
“Faili meçhul ya da malûm cinayetlerle insanları öldürüp toplu mezarlara gömme, köyleri zorla boşaltma, ormanları yakma” demek.
“Bütün bu terörü uygulayıp katliamlar yaparken toplumun huzur ve güvenini sağlama maskesini takma” demek.

Ve “benim adıma öldürme” demek, sözüm ona “özgürlük mücadelesi deyip Kürt toplumunun hak ve eşitlik taleplerini iktidar ve egemenlik mücadelesinin aracı haline getirme” demek.
“Bunun uğruna asker ya da sivil insanları öldürme” demek.

Kürdistanda daha çok yaşamanızı ve bu baskıya karşı nasıl bir yol izleyeceğinizi de görmek çok isterdim.

Adsız dedi ki...

sergilediğiniz şu acitatif tavır, şu solpolitik dar söylemler bile, ne durumadüştüğünüzün göstergesi. bir direnişhareketini sahiplenmek, ona aidiyet duyma zorumluluğu içermez anlıyormusunuz. kendinizi kürthalkının sözcüsü, j hatta öncüsü konumuna yükseltip, sonrada salt devletkarşıtlığından ibaret kalan bu politik çapsızlığınızla. şiddeti temel varoluşbiçimi kabuledip, sonrada vicdanired söylemini kurmak korkunç esprili geldibana.bakın kardeşim, burada bir grup anarşist, açıkça şiddetve iktidar anlayışıyla içeriği doldurulmuş şu lanet sürgit çatışmaya tavırkoymuştur. içine düşürüldüğünüz reelpolitik saçmalıkların içine kendinizgibi herkes düşmek zorundadeğildir. gerilla öfkesini kusmak için çıkıyor dağlara deyip, her saldırıyı, her bombayı meşrusayma hastalığı, bir kusmanöbeti değilse nedir sahiden. daha sistemkarşıtıbir politik hamle geliştirmeden, pkk liderliğininde baypasedilip, sözümona devrimci halksavaşı adıaltında, oncaölüme, şiddet gösterisine arkaçıkan, devamedin diyeü, alttanalta temennide bulunan bu sözde anarşistler, elbetteki o gerillalardan dahabbüyük suçludurlar. siz anarşist diye, öldürmekarşıtlığına tepkigösterirken, yönteminden beslendiğiniz devletve onun uzantılarına aynızamanda, meşruiiyet atffetmişoluyorsunuzki, bu wsizlerin durumunuda açıkklıyor bizlere.iki şeyi ayıklama yeteneğinden yoksung kaldığınızz çokbelli. bir direniş hareketi, devletgibi şiddet kullanmaya başlarsa, öldürmeyi hayatın gereği saymaya başlarsa. bu hareket ne türden bir harekete dönüşür. ikinciside, halkörgütlenmeleri, reelpolitik anlayışiçindenmi konuşur, yoksa reelpolitik anlayışın karşısındamı durur. bunları bile sorgulamadan, şiddetkarşısında, örgütlü silahlıgüç karşısında, tavırgeliştiren, tahakkümkarşıtı yapılara, hemen devletyanlısı, liberal hümanist yaftalar vurarak, kendinizi sözde duyarlı zannettirmeye kalkışıyorsunuz. sonuç olarak, içineçekildiğiniz şey, reelpollitikanın derin dehlizleridir. ve oradan wsizkonuştukça,devletin kendinizi kandırmaya edevamedebilirsiniz.ancak karşıtına dönüşen, direniş adına katliamlara girişenler, en az devlet kadar suuçludurlar. ve şiddet, asla devleteözgü bir tahakküm aracıdeğildir. bunu sizlerin anlaması için, anarşistlerin tarihselsüreçte, körşiddet eylemlerine ne kadar giriştikleri, ve ne kadar kabulgördüklerinide incelemeniz yeterli. ama o çaptanda yoksun olduğunuz ortada.tıpkı genelkurmaygibi konuşan gerilla komutanlarının dilinden, tıpkı tipik savaşefendisi ağzından konuştukça, asla bir gerillahareketinede, bir direniş mantelitesinede bir katkıda bulunamazsınız. yalnızca, kendi aciz saldırganlığınıza kılıf aramaktan öteye gidemez bu tavırlarınız.n şiddetine sığınıp, karşışiddet ürettikçe

Adsız dedi ki...

:) yani şu yazdıklarını okuyan biri zannedecekki, barış müzakereleri yapıldı, devlet artık askeri operasyon yapmıyorda, işte sözümona bir gerilla örgütü iktidar peşinde koşup halen eylemlerine devam ediyor.
Pkknn yaptığı her eylemi meşru görmüyorum ve bunun çabası içinde de hiç bir zaman olmadım. Kafama takılan ve halen cevabını vermedğin bu kendince "anarşistlerin düşüncelerini" temsilen yazdığın metnin imzasını hangi rahatlıkla attığın.

Şu "reelpolitik anlayış" "şiddet karşısında verilen tepki" öldürme karşıtlığı" gibi kelimleri kullanıp süreç tahlili yapma çabalarının olduğu paragrafı okuyunca büyük bir karmaşa içinde olduğun farkediliyor.

Neyse sen keyfine bak, bilgisayar önünde süreç tahlilleri yap. Aman efendim bu pkkede hiç özgürlük mücadelesi vermiyor. hep askerleri öldürüyor diye özetle olayı.

Şu anarşist dostlarınızla facebooktan Yabancı dangalaklarla keyfinize bakın.

*hangi yazarsın sen? remzi,mehmet,sinan, ılgaz,umut,idris? Mesud ata değildir.

Adsız dedi ki...

birincisi metin anarşistleri temsilen yazılmış değil,metnin altında tek tek isimler yazılı.ayrıca her tür temsile karşıyız.temsilin olduğu yerde özgürlük yoktur.tarih boyunca da eşitlik temelli hareketlerle anarşistler arasındaki anlaşmazlığın en önemli ayağını bu temsil meselesi oluşturur.metin,altında isimleri yazılı anarşistlerin bildirisidir.bunu görmemiş olamazsın.bile bile,metni göre göre yalan söylemenin,hakaret ifadelerine başvurmanın sebebi nedir? pkk; hak,adalet,eşitlik temelli bir harekettir.özgürlük temelli bir hareket değildir.senin adın ne ki, insanların adını sorguluyorsun?hıyarın teki olduğun belli.bu bildiride ortaya konan şey bir görüştür,sen de -eğer varsa-kendi görüşünü ortaya koyarsın,bu dangalak filan gibi ifadeler işkilli büzük dingildemesinden başka bir şey değil.

Adsız dedi ki...

birbirimizi anlamaya çalışmak,konuşmaya çalışmak ayrı bir şey fırsattan istifade çakmaya çalışmak ayrı şey.yabancıyı bilen bilir,ya da bilecektir.niyet okumasındaki samimiyet ayrıca tartışılır.

Adsız dedi ki...

Ha şunu da belirtim, bu metni yazan elemanlar ola ki. Pkknin meşruluğunu yitirmesine sebep olan saldırılarının tartışılmadığı ya da bundan kimsenin rahatsız olmadığı sanısına vardıysa yazık olmuştur. Amedde hakkari de anarşist ve kürt dostlarla oraya giderek iletişime geçme zahmetinde bulunursa eğer daha sağlıklı tespitler ve eleştiriler sunacaktır. Sanki kimse savaştan rahatsız değilmişte birilerinin uyandırması gerek bu insanları tribine girmiş gibi bu "anarşist" arkadaşlarda.

Yabancı, ben kimsenin adını sorguamıyorum. Sadece metindeki eleştirinin-daha sağlıklı bir eleştiri olsa bir çok kişinin hemfikir olacağı kanısındayım-yanlış yapıldığı ve bunun "anarşistlerden herkese" başlığı altında sunulması.

*Bu metni blog una koyup internette dolaşmasını sağlamak benim gözümde dangalaklıktır. Bu da benim hıyarlığım olsun.

ellerinizden sıkar gözlerinizden öperim.



son adsız arkadaşa söyeyecek bir lafım yok, ne diye Yabancı nın savunmasına geçtiğini kendi kendine düşünsün. "Ya bilir ya bilecektir" :) töbe töbe

Adsız dedi ki...

hahahha bakın neye denk geldim. Bu parti de sizleri de görmek isterim :

http://www.youtube.com/watch?v=A-aMelLSx2I&feature=feedu

tam olarak sizleri anlatmıyor ama epey bir şeyler bulacaksınız kendinizden.

Adsız dedi ki...

ay böyle videoları gördükçe sizler geliyorsunuz aklıma..

http://www.youtube.com/watch?v=Ah0un11fqtQ

Trt size herhangi bir davetiye yollamadı mı :)) Karabayraklarınızla gidip bir röpörtaj verseymişsiniz..

Anarşistler den herkeseymiş :)))

Ya sizin gibi dallamalar oldukça bu ülkede, anarşizm fikri her daim yanlış anlaşılacak.

Adsız dedi ki...

naber la anarşistlerden herkese :))

http://www.youtube.com/watch?v=Ng1uqfm3On0&feature=youtu.be

Adsız dedi ki...

o yüzden mi yanlış anladın?