"Nihayet muharebe Türkmenlerin canhıraş feryadlarla
hücuma geçmeleriyle başladı. Bu herhalde görülmeğe değer bir sahne olmalıdır.
Tıpkı muntazam, mükemmel, silahlı ve donanımlı Romalı lejyoner
taburlarını karşısında perişan kılıklı, derme çatma silahlarla başıbozuk bir şekilde
karşı koymaya çalışan Spartaküs'ün kuvvetleri gibi, bir yanda paralı çeşitli
milliyetlerden oluşturulmuş profesyonel muntazam bir ordu, diğer yanda ise, her
şeylerini yanlarında taşıyan, kendilerin mutlu bir hayatın beklediğine olan inançları
ile buralara kadar gelmiş varlarını yoklarını bu
isyanın başarı ümidine bağlamış
büyük bir başıbozuklar kalabalığı, çoluk çocuk, kadın erkek, yürüyen bir insan
seli.Bu şiddetli hücum, Frank Askerlerinin çelik zırhları karşısında Türkmenlerin ok ve mızraklarının etkisiz kılması sonucu neticesiz kaldı. Bu durumdan birdenbire cesaretlenen Selçuklu Ordusunun diğer askerleri Franklarla birlikte karsı hücuma geçtiler.
Çok şiddetli olan bu hücum karşısında aylardır hasımlarını
yenmeye alışmış olan Babailer, birden şaşkınlığa uğradılar ve ağırlıklarının arkasına
sığınarak müdafaada bulunmaya çalıştılarsa da bu faydasız oldu. Savaş Selçuklu
Ordusunun Franklar sayesinde kazanılan kesin zaferiyle sonuçlandı.Türkmenlerin büyük kısmı (İbni Bibi'ye göre 4000 kişi) kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere kılıçtan geçirildi. Malya Ovasındaki ceset denizi içinde Babailer isyanını fiilen yöneten, buraya kadar defalarca Selçuklu kuvvetlerine galebe çalan ve Baba Resul'ün en ileri gelen, en gözde halifesi Baba İshak da bulunuyordu."
Babailer İsyanı, Ahmet Yaşar Ocak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder