12 Kasım 2020

Sigara Yasağı ve Faşizm



Sokakta sigara yasağına şu veya bu gerekçeyle destek vermek tam ve tipik bir faşist düşünüş örneği... Allah ilerici faşistlerden korusun bizi... En çok destek verenler de şu cahil, yobaz halk değil haklarına pek bir düşkün orta sınıf beyaz yakalılar. sağlık ve hijyeni saplantı haline getirmiş kütle. insan hak ve özgürlükleri konusunda ucu kendisine dokunmayan her şeyi şeyi görmezden gelebilen ama sözüm ona kendi hakları ihlal ediliyorsa hele de arkasında yasanın gücü de varsa bir feveranla ortalığa sıçrayanlar. aynı tipi bir kuyrukta kaynak yapana tepki gösterirken de görebilirsiniz, bankada memura çatarken de ya da geçenlerde bir videoda gördüğümüz gibi köpek maması çaldığı için zavallı bir adamı beyzbol sopasıyla döverken de.


faşizmin siyasal teorik iklim bakımından, sanıldığının tersine, sağdan değil soldan çıkma ihtimali her zaman daha yüksekti zaten. hitlerin partisinin adı da nasyonel sosyalist parti idi. bana kalırsa haklar ve özgürlükler konusunda en önemli tehdit, hak ve özgürlükler bilincine varmış ama sevgiye ve empatiye dair temel bir zemin edinememiş kitledir. hak ve özgürlükleri sadece kendininkiler üzerinden algılayanlar.

onlar şöyle faşistlerdir ki yaşlıları karşıya geçirir, yere düşeni kaldırır, burnu kanayana mendil verir, aç olana ekmek verir, sokaktaki kediciği sahiplenir ama sigara içmek zorunda olanı lanetlerler, onlara göre o ölse yeridir.. çünkü (sözümona) onlara zarar verme ihtimali bulunmaktadır. açık havada sigaradan etkilenme olasılığı ile trafikteki egzoz gazlarına, kanserojen maddeye ve akıl sağlığımız bozan bilumum devlet uygulamasına maruz kalma arasındaki karşılaştırmayı yapamaz ve bütün bunlara gıklarını çıkaramayıp (meşru bir zemin buldukları anda) sigara içene çullanır ve ona yapılan akıl dışı her türlü hak ihlalini desteklerler.

Korkarım, geçiş üstünlüğü kendilerindeyse bir yayayı ezmekte bir sorun görmeyebilirler. Adam, çocuk her neyse onu ezip ardından da bir dünya nutuk verebilirler. O kadar yasacıdırlar.
Onların derdi insan haklarını savunmak için devleti arkalarına almaktır. İnsan haklarının asıl tehdit edenin bizatihi devlet olduğunu nasıl anlayacaklar...
Hatta sizi faşistlikle suçlar bu akıl ve izanı kalmamış vicdansız faşistler  


Çoğu kişi bilir ama ben yine anlatayım sarı öküzün hikayesini:

Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz'de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barışseveriz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk'u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.

Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz''ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, "Sarı Öküz''ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı.."

Bol oksijenli günler...

Hiç yorum yok: