21 Eylül 2011

bunları biliyor muydunuz?*

- cemal süreyanın kehaneti
1985 yılında yazdığı Kehanet 1985 şiirinde Lokman Hekim efsanesinden yola çıkarak kendine yedi kırlangıç yaşamı seçer. Bu şiirin yazılma öyküsünü röportajında şöyle dile getirir: “Üç yıl önce çok karamsardım. Kendime göre bir ömür uzunluğu biçmiştim. O şiir o'dur. Bunun için Lokman Hekim söylencesinden çıkış yaptım. Lokman Hekim‟e uzun ömür verilmiş. Ve bunu kendisinin saptaması istenmişti. O da çok yaşayan bir kuşun, kartalın yaşama süresini temel almış. Kartalın 80 yıl yaşadığı varsayılıyormuş o çağda. Lokman Hekim yedi kartalın hayatını ardı ardına yaşamış. 7x80=560. Beş yüz altmış yıl

yaşamış. Ben de kendime kırlangıcı seçmiştim. Yedi kırlangıcın hayatını ard arda yaşamalıydım. Biliyorsun kırlangıç dokuz yıl yaşar. Gerisini hesapla işte.”

Lokman şair senin hayatın

Yedi kırlangıcın hayatı kadar

Altısını ardı ardına yaşadın

Bir kırlangıcın daha var.

Hesabı yapınca 1994'te 63 yaşında ölecektir cemal süreya.. Ama 1990'da ölür "üstü kalsın" diye bir şiir yazdıktan ve "her ölüm erken ölümdür" dedikten sonra

- barbaros ile barbar'ın direkt ilgili olduğunu, barbarosun batılılarca verilen yunanca bir ad olduğunu ve barbar'ın  ne dediği anlaşılmayan kimse anlamaına geldiğini..



- yahya kemal'in bir şiirindeki "siyah" sözcüğünü 20 yıl sonra "serin" diye değiştirdiğini...

-korkunun ecele faydasının olmadığını

- peyami safa ile nazım'ın yolun başında kanka olduklarını

-kafadan dökülen saç tellerinin omuz ve sırtta kökleşerek büyüdüğünü...

-on bin yıllık bir medeniyet(yerleşik hayata geçiş) tarihimiz olduğu halde insan'ın yüz binlerce yıllık bir tarihi olduğunu

-cemil meriç'in kör olduğunu ve 40'lı yaşlarından itibaren ona kitapları öğrencilerinin okuduğunu ve yazılarını yine onların yazdığını...

- orhan veli'nin "ağaca bir taş attım" diye başlayan şiirini ağaç dergisine gönderdiği ve yayınlanmadığı gibi geri de alamadığı şiiri için yazdığını...:)

- bağın büyük ekili dikili alanlar anlamına geldiğini," bağçe"(bahçe) nin daha küçüğüne dendiğini, zaman içinde bağ ve bahçenin bugünkü anlamına değişerek geldiğini...

- ece ayhan'ın kaymakamlıktan istifa ettiğini...

- ajda pekkanla sakıp sabancının bir zamanlar nişanlı olduğunu

- donanma davasını başlatan ihbarcının nazım hikmet olduğunu...

- çankırı cezaevinde polisten aldığı parayı nazım ne yapacaklarını kemal tahir benerciye sorunca aldığı cevabın "bey gibi yeriz" olduğunu

- donanma davasını başlatan ihbarcının nazım hikmet olduğunu...

- çankırı cezaevinde polisten aldığı parayı nazım ne yapacaklarını kemal tahir benerciye sorunca aldığı cevabın "bey gibi yeriz" olduğunu

- yetmişli yılların başında, ege köylerinde propaganda faaliyetleri yapan gün zileli’nin, gittiği köylerdeki evlerin damlarının kiremitli olmasından dolayı pda çevrelerinde eleştirildiğini,

- dr. hikmet kıvılcımlı’nın yazmış olduğu reçetelere eczacıların korkudan ilaç vermediğini,

- kürkçüler f tipi cezaevinde, bisküviden yaş pasta yapan mahkumların, bisküviyi amaç dışı kullandıklarının belirlenip, bisküvi vb. yiyecekler üzerine “amaç dışı kullanılamaz” etiketinin yapıştırıldığını,

- cinayetlerin eğitim düzeyi yükseldikçe azalırken, intiharların artmakta olduğunu,

- ömer laçiner'le muhsin yazıcıoğlu'nun akraba olduğunu,

- şapka devriminin ardından, diyarbakır’da şapka satan tek dükkânın hikmet çetin’in amcasına ait olduğunu,

- metin oktay’ın , misafir olarak katıldığı malatyaspor kutlama gecesinin sonunda, adı anons edildikten sonra kafası bir milyon vaziyette mikrofona gelip “malatyaspor’u s.kim” dediğini

- sırtında arapça ’allah’ yazılı olduğu için öldürülen barmen oğuz atak’ın cenaze namazını kıldırmayı reddeden imamın, cami avlusunda oğluna düğün yaptığını,

- tkp eski genel başkanı aydemir güler’in, mehmet akif ersoy’un kızının torunu olduğunu,

- tram chung song isimli adamın, bir fille cinsel ilişki kurma girişiminden yargılanırken yaptığı savunmada, filin birdenbire kendi karısının göçü kılığında göründüğünü söylediğini ve yargıçların bunu dikkate alarak, eşe tecavüz suçu için öngörülen on yedi yıllık hapis cezasına hükmettiklerini,

- 94 dünya kupasında, başarısız olan kamerunlu kaleci bell’in evinin fanatiklerce ateşe verilip, kendi kalesine gol atan kolombiyalı futbolcu escobar’ın kurşunlanarak öldürüldüğünü,

- geçtiğimiz günlerde şilili devrimci kız güzellemesi yapan medya organlarının, 1992 yılında yapılan operasyonlarda öldürülen, devrimci sol lider kadrolarının cenazelerinde, yüzü fularlı, vücudunda sadece gözleri açıkta bırakılmış kızı hülya avşar’a benzetip manşet yaptığını,

- kertenkelenin hem en canlı hem de mutlak hareketsizliğe en yakın hayvan olduğunu,

- albay talat aydemir’in idamında hazır bulunan merkez komutanı sabri paşa’nın, idamı izlemesi için 11 yaşındaki oğlunu da yanında getirdiğini

- hakan fidan'ın şu dillere pelesenk ettiği modalite kavramı, bir anlaşma ya da bir uzlaşmanın çevrelendiği koşulları ve protokolleri ifade ediyormuş.modalite'nin uygun olmaması ise bir anlaşmanın taraflarının sözleri ve söylediklerinden farklılaşmaları demekmiş.
ben de erol katırcıoğlunun yalancısıyım bu hususta.

-özel bir kanunla kurulan türkiye cumhuriyeti merkez bankasının ortakları olduğunu ve ettiği karı ortaklarına dağıttığını,yılda ne kadar kar ettiğini,ortaklarının kim olduğunu,elde edilen karların vergisinin ödenip ödenmediğini nedense bilemediğimizi...

-Schengen ismi nereden geliyor?
Avrupa Birliği vize uygulamasına adını veren Schengen, yaklaşık 600 kişinin yaşadığı küçük bir köy.


-Lüksemburg, Almanya ve Fransa sınırlarının kesiştiği noktada Lüksemburg sınırları içinde Moselle nehrinin kıyısında kurulmuş olan bu küçük köy, adını Avrupa Birliği vize sisteminin temeli olan Schengen Antlaşması’na vererek dünya çapında bilinir hale geldi.

-SCHENGEN VİZESİ NEDİR?

Avrupa Birliği’nde iç sınırları kaldırıp dış sınırları daha çok güçlendirerek serbest dolaşım bölgesindeki vatandaşların güvenliğini arttırmayı amaçlayan Schengen Antlaşması 14 Haziran 1985 tarihinde imzalandı. Antlaşmaya göre dış sınırlar sadece kara sınırıyla kalmayıp, hava ve gümrük kapılarını da kapsıyor.

Schengen vize sistemine şu an 25 ülke üyeyken, Bulgaristan, Romanya, Liechtenstein ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi de üyelik için sıra bekliyor.

- menderesin celladı kim?
londrada menderesin uçağı düşüyor ve bu kazadan menderes sağ olarak kurtuluyor,ülkeye dönüşünde kendisini karşılayanlardan biri çocuğunu yere yatırarak elinde bıçağı kurban etmek istiyor menderese,zor bela engelliyorlar adamı.
menderesin idamı söz konusu olduğunda bu adamı buluyorlar cellat olarak.hizmetinin karşılığı olarak 150 lira veriyorlar.
150 lira ise o zamanın ortalama memur maaşının iki katı.

- nazım hikmetin soyadı olarak "ran"ı seçmesinin faşistlerce saldırı konusu yapıldığını...
şöyle diyordu faşistler "ran" tersinden oku:"nar" nar ne renk? kızıl.nazım bu soyadıyla komünist olduğunu ortaya koyuyor.

- asi nehrinin tersine aktığı için bu ismi aldığını

- Sarık'ın aslında kefen bezi olduğunu.. “Yani ben ölüme hazırım, bu dünyada alacağım vereceğim yoktur. Ölümümden sonra tek borcum bir kefen bezi olabilir. Onu da başıma sarmışım, başımda taşıyorum” anlamını taşıdığını...

- Sevim Burak ile Peyami Safa'nın fırtınalı bir aşk yaşadığını...

-her şeyin belli bir sürede sıfıra indiğini..
-modern algının ölüme anlam veremediği için sorunu gösterişli mezarlarla aşmaya çalıştığını..

-bu karanlığın böyle iyi olduğunu,aferin tanrıya, demek gerektiğini...

-bu karanlığın böyle iyi olduğunu,aferin tanrıya, demek gerektiğini...

-her sabah uyandığımızda bir de bakmışız mavi olan gökyüzünü orhan velinin diktiğini..















* bu metin her türlü imeceye açıktır

4 yorum:

Adsız dedi ki...

her sabah uyandığımızda bir de bakmışız mavi olan gökyüzünü orhan velinin diktiğini..

Adsız dedi ki...

bu karanlığın böyle iyi olduğunu,aferin tanrıya, demek gerektiğini...

Adsız dedi ki...

toprağın üstünün gene toprak olduğunu...

film lobisi dedi ki...

bir çoğunun tecrübeyle sabit olduğunu ve ufku ne kadar açabileceğinin bilinemeyeceği