-I-
DOĞA DURUMU
Kuşlar ıslanıyor yağmurda
Kuşlar dediysem
genel olarak kuşlar
demek istemiyorum
Karşıda
senin altında durduğun
ağacın dallarındaki kuşlar bunlar
Silkeliyorlar kendilerini
damlalar savruluyor havada
sen çıplaksın
Bak böyle ağaç ne güzel
Soru sormuyoruz seninle ben
güneşi anlamaya çalışmıyoruz
güneş ısıtmak için var
biz ısınmak için varız
zaten güneş de sormuyor
kuş da
damlalar da
Her şey çarpıyor ya bize
dikkatli oluyoruz bu yüzden
geceleri örtünüyoruz
Karnımızı doyuracak kadar yiyeceğimiz var
daha çok bir şey istemiyoruz
daha çoğunu yanımızda götüremeyiz
ve daha çok
hep bozulur zaten
Birer de bıçak yaptık kemikten
Dikkatli uyuyoruz bu yüzden
-II-
ŞEHİR KARŞIMIZDA
yükseliyor öylece bütün binalarıyla
metro istasyonlarıyla
karakollarıyla
vergi daireleriyle
hastaneleriyle
şehir karşımızdadır
yazıcılar sürekli yazıyorlar
şiirciler de öyle
tarihçiler de
edebiyatçılar da
ve hayvanseverler derneği de
barışseverler de
hepsi tarihsel müttefik
ama bilmiyorlar bunu
biliyoruz biz
karşımızdalar
biz kendimizce uzakta olmak istiyoruz
yalnız toprağa suya
yazıcılar sürekli yazıyorlar
şiirciler de öyle
tarihçiler de
edebiyatçılar da
ve hayvanseverler derneği de
barışseverler de
hepsi tarihsel müttefik
ama bilmiyorlar bunu
biliyoruz biz
karşımızdalar
biz kendimizce uzakta olmak istiyoruz
yalnız toprağa suya
ve ateşe dokununca
gerçeğiz
ama şehir karşımızda
bizim için av partileri düzenliyorlar
kim tıraş olursa o vuruluyor
kravat takan düşüyor
biliyoruz
sıraya giren ve lütfen diyen
ve gülümseyen
her şey yolundaymış gibi
partiler düzenliyorlar biliyoruz
havaifişek gösterileri
ve toplu nikah törenleri
şehir karşımızda
biz yaşamak istiyoruz ama şehir karşımızda
gerçeğiz
ama şehir karşımızda
bizim için av partileri düzenliyorlar
kim tıraş olursa o vuruluyor
kravat takan düşüyor
biliyoruz
sıraya giren ve lütfen diyen
ve gülümseyen
her şey yolundaymış gibi
partiler düzenliyorlar biliyoruz
havaifişek gösterileri
ve toplu nikah törenleri
şehir karşımızda
biz yaşamak istiyoruz ama şehir karşımızda
-III-
BİNA
bak
çocuğum, bunlar bina
içinde
ölüyoruz bunların
bu
zil
sen
mekanik bir ses duyuyorsun ama
yukarıda
beethoven çalıyor
diyafon
kamera güvenlik
elbette
güvenlik
merdivenlerde
sensörler: insan geldi
yalan
diye bağırıyor her şey
hiç
kullanılmayan bir balkon
şiir
için bile!..
kimseyi
görmüyoruz
kimse
bizi görmüyor
yalnız
mıyız özgür mü
bilmiyoruz
çocuğum
asansör
çelik kapı
bak
bu ışıklı şey yangın için
hayat
güvenliktir
hayat
güvenliktir
ve
elbette itimat saçma bir kelime
hijyen
kanserojen posta kutusu
ekstre
ödeme aidat
ömrümüzü
verdik.
sahi
neden verdik ömrümüzü
kırlarda
bayırlarda yaşamak varken
merdiven
merdiven merdiven
ama
merak etme
pek
görmüyoruz onları
yerleri
silerken
bak
çocuğum bunlar merdiven
üstünde
ölüyoruz bunların
kalp
krizi kalp krizi kalp krizi
ve
haciz
merdivenleri
hiç görmüyoruz
hatta
karanlık bir boşluk duygusu
hem
artık kimseyle karşılaşmıyoruz
kahrolsun
misafirler ve ikinci dereceden akrabalık
hap
sarı kırmızı
gözlükler
uzak
hayat
berbat
dış
cephe astar
yazıklar
olsun bize
ömrümüzü
verdiğimiz şeye bak
bunlarda
hiç yüz yok
kapıya
geliyorlar
çift
sürgülü satıcılar
ve
dilenciler giremiyor
duyuru
astık
ama
merak etme pek görmüyoruz onları
hadi
sen şimdi cici bir çocuk ol
ve
güzel güzel öl
Mehmet İşten
İZAFİ dergisinde yayımlanmıştır.
İZAFİ dergisinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder